Uyku Zamanı
Birçok aile tarafından yaşanan sorunların başında uyku sorunları yer almaktadır. Uyur-gezerlik, uykuya dalamama sorunu, gece sık sık uyanmalar, kâbuslar, zamansız uyuyakalmalar anne ve babaların yaşadığı en önemli sorunların sadece birkaçıdır. Çocukların gece sık sık uyanması anne ve babalarının da uykusunu böler ve tüm ailenin uyku düzenim etkiler. Bu noktada anne ve babaların kendilerine sorması gereken en önemli soru şudur: “Çocuğumuzun uyku düzeni zaman içinde ne tür değişikliklere uğradı ve bu değişiklikler hayatımızı nasıl etkiledi?”
Aslına bakarsanız uyku sorunları yaşamamızın en önemli nedenlerinden biri de uyku meselesini takıntı haline getirmemizdir. Birçok yetişkin, uyku saatlerinin düzenli olmadığından ya da uyuyarak geçirdiği sürenin yetersiz olduğundan sürekli şikâyet edip durur. Bu tür konuları takıntı haline getiren anne ve babalar çocuklarının uyku alışkanlıklarını da sorun haline getirir. Çocuğumuzun yetersiz uyuduğundan ve uyku saatlerinin yanlış olduğundan sürekli olarak şikâyet edip durursak, gereksiz yere gerginlik yaratmış oluruz. Bu gerginlik çocuğumuzu da etkiler. Çocuğunuz uyku meselesini bir sorun haline getirdiğinizi hissederse, bunu dikkat çekmek için kullanabilir yani sırf ilginizi çekebilmek için uyumama konusunda ısrar edebilir. Uyku konusunda gereksiz yere gerginlik yaratırsanız, çocuğunuz uykuyu olumsuz duygularla bağdaştırarak sakin ve huzurlu geçmesi gereken uyku sürecini gergin ve huzursuz olarak yaşar.
Uykumuzu alamazsak, en küçük sorunla başa çıkma konusunda bile zorluk çekeriz. Yeni doğan bir bebek ya da yürümeye yeni başlamış bir çocuğun uyku düzensizliği yaşaması gayet doğaldır. Bu düzensizlik doğal olarak anne ve babaların uyku düzenini de etkiler. Anne ve babaların bu konuda yapması gereken en önemli şey paniğe kapılmamak ve uyku düzensizliğini ciddi bir sorun haline getirmemektir. Önemli olan çocukların hangi yaşta ne kadar uykuya ihtiyacı olduğunu tespit etmek ve huzurlu bir şekilde uyumalarını sağlamak için çeşitli yollar bulmaktır.
Yaşam tarzımız bizden önce yaşayan büyüklerimizin yaşam tarzından daha farklı bir hal almıştır. Eski zamanlarda yaşayan insanlara göre, daha az egzersiz yapmaktayız. Hayatlımız eski zamanlara göre daha stresli bir hal aldı: Eskiden gündüzleri yaptığımız birçok iş artık akşam vakitlerimizin ve hatta gecelerimizin de bir parçası haline geldi. Artık sabaha karşı üçte bile açık bir market bulup meyve ve sebze alabiliyoruz, gece vakti saçımızı kestirebiliyoruz, uzun bir akşamı İnternet karşısında geçirebiliyoruz, çamaşırlarımızı gece yıkayabiliyoruz. Kısacası uyumamız gereken süreyi birçok işi bir arada yaparak geçiriyoruz. Peki ya sonuç? Hiç durmak bilmeden çalışıyoruz ve sonunda neden yorulduğumuzu kendi kendimize sorup duruyoruz. Bu şekilde çocuklarımıza da kötü örnek oluyoruz. Bir zamanlar, insanlar tüm işlerini gün batımma kadar bitirmiş olurdu. Uyku insanların hayatının en önemli parçası sayılırdı. Gece yapacak çok fazla şey olmayınca, insanlar erkenden yatmaya çalışırdı. Uyku insan hayatının önceliği halini almıştı. Birçok insan hâlâ uykuya önem verdiğini söylese de, hayatının çok yoğun olması nedeniyle akşamları önceliği uyku yerine, yapılması gereken önemli işlere vermektedir. Çocuklar anne ve babalarının gece geç saatlere kadar çalıştığını ya da gündüzden kalan işlerini tamamladığını gördükçe gecenin uyuyarak geçirilmesi gerektiğini bir türlü anlayamaz. Ayrıca çocukların sevgilisi “Disney çizgi filmleri” de gece geç saatlerde yayınlanınca, çocukların erkenden yatması iyice güçleşir. Bazı anne ve babalar gerek işleri gerekse başka nedenlerden dolayı akşam yemeğini saat dokuzdan önce yemekte zorlanmaktadır. Yemek sofrasına ancak saat dokuzda oturabilen çocuklar ise erken yatmakta zorlanır.
Birçok anne ve babanın ev ve iş sorumlulukları arttıkça, çalışarak geçirdikleri zaman dilimi de uzamaktadır. Çalışarak geçirilen zaman uzadıkça da, dinlenilerek geçirilen zaman kısalır. Anne ve babalar dinlenmek için bir kadeh içkiyi, yemek için fast-food türü gıdaları, eğlenmek için de televizyon başında geçirilen saatleri tercih etmektedir. Tüm bunların sonucunda yatağa giren anne ve babalar ise uykuya dalma zorluğu çeker. Peki, tüm bunlar çocukları nasıl etkiler? Şimdi bu soruya cevap aramaya başlayalım:
m Öncelikle belirtmeliyiz ki, ebeveynlerin uykusunu iyi alamaması çocuklarını da doğrudan etkiler çünkü uykusuz kalan anne ve babalar çocukları ile birlikte güzel zamanlar geçiremez. Çocukları gözyaşı dökerken, sinirli iken ya da aşırı hareketli iken, uykusuz kalan anne ve babalar içinde bulunduğu durumla nasıl başa çıkacağını bilemezler.
■ Ebeveynler uykusunu alamayınca, enerjilerinin tükendiğini hissederler. Çocukları yaramazlık yapınca da onları uykuları bile gelmeden yatırmaya çalışırlar. Çocuklar uyumamak için direnince de, çocuklarına esir olurlar ve çocuklarının televizyon karşısında ya da kanepede uyuyup kalmasına göz yumarlar. İşte bu durum, çocuklar için çok tehlikeli bir alışkanlık yaratır çünkü çocuklar düzensiz ve sağlıksız bir hayat yaşamaya başlar.
m Uyku konusunda stres yaşarsak, uyuyup uyuyamayacağımızı sürekli olarak düşünürsek, çocuklarımız da uyku konusunda duyduğumuz endişeleri hissetmeye başlar ve uykuyu zevk alarak geçirilmesi gereken bir süreç olmaktan çok bir sorun olarak algılamaya başlar. Ayrıca kendileri yüzünden uykusuz kalan anne ve babalarının ne kadar gergin olduğunu gören çocuklar kendilerini suçlu hissetmeye başlar. Anne ve babaların uyku düzensizliği yaşamasına neden olan çocuklar “sorunlu çocuk” haline gelir.
m Çocuklar nasıl yaşıyorsa, ona alışır. Anne ve babalar düzenli uyumuyorsa, gece geç saatlere kadar ev işi yapıyor ya da çalışıyor ve sonra televizyon izliyorsa, çocuklar da bu şekilde yaşamaya alışır. Anne ve babalar uykuyu zevkli ve sağlıklı bir süreç olmaktan çok bir zorunluluk olarak görüyorsa, çocuklar da bu zorunluluğu istemeye istemeye yerine getirmeye çalışır. Anne ve babası geç saatlere kadar çalışan ya da televizyon izleyen sekiz yaşındaki bir çocuktan erken yatmasını istemek anlamsız olur. Tüm ailenin sağlıklı bir uyku düzeni kurabilmesi için, “uyku hijyeni” adını verdiğimiz düzenli uyku alışkanlığını aile kurallarımız içine yerleştirmemiz gerekmektedir.