Organik Gıdalar
Gün geçtikçe artan gıda zehirlenmeleri ve bazı gıda maddelerinin zararlarına ilişkin duyduğumuz ve okuduğumuz birçok haber kâbuslar görmemize neden olmaktadır. Gıda paketlerinin üzerine yapıştırılan bilgiler zamanla daha kapsamlı ve bilgilendirici bir hale getirilmişse de, satın aldığımız havuçların zirai ilaçlardan etkilenip etkilenmediğinden ya da etini yediğimiz ineklere hormon ve antibiyotik verilip verilmediğinden emin olamamaktayız.
Birçoğumuzun oldukça yoğun ve yorucu bir hayat akışının olduğunu göz önünde bulundurursak, çocuklarımıza verdiğimiz yiyecekleri kılı kırk yararak araştırmanın da ne kadar güç bir hal aldığını açıkça görebiliriz. Her şeye rağmen, çocuklarımızın yediği her türlü gıda maddesinin içeriğini çok iyi bilmemiz gerekmektedir.
Bu konuda en büyük yardımcımız organik gıdalardır. Organik gıdalar oldukça pahalıdır, ancak çocuklarımıza yüksek kalitede yiyecekler sunmamızın da en önemli yolu organik gıdaları tercih etmektir. Gün geçtikçe daha çok insanın organik gıdalara yönelmesi, organik gıda üretimini artırmıştır. Bu artışın sonucu olarak da organik gıda fiyatları yavaş yavaş düşmeye başlamıştır. Ayrıca organik gıda çeşitlerinde de son yıllarda büyük bir artış görülmüştür. Tüm bu gelişmeler organik gıdaların geleceğine dair olumlu sinyaller vermektedir.
Neden organik?
■ Organik gıdalar beslenme tarzımızda yeni bir eğilim yaratmanın da ötesine geçmiştir -organik gıdalar geleceğin gıdasıdır. Organik gıdalar sorumlu birer tüketici olan biz ebeveynlerin tüketilen gıdaların içeriği konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunur. Organik meyve ve sebzeler çok sıkı denetimlerden geçerek üretilmektedir. Bir ürünün organik gıda etiketini (USDA Ulusal Organik Program onay damgası, COAB Kanada Organik Biyolojik etiketi veya Amerikan Organik Üreticiler ve Tüketiciler mühürü) alması oldukça zordur.
m Organik gıdalar hiçbir kimyasal işleme maruz kalmadan tamamen doğal süreçlerden geçirilerek hazırlanır.
■ Organik sebzeler suni gübre ve zirai ilaçların etkisi altında kalmadan yetiştirilir; bu tür sebzelerin yetiştirildiği alanlar denetimden geçirilir. Organik sebze ve
«meyveler herhangi bir atık ya da pisliğin kaldığı alanlarda yetiştirilmez. Bu titizlik, daha çok hasılat toplama amacıyla uygulanmakta olan “suni gübreleme” usulüne dayalı yoğunlaştırılmış çiftçilik tekniklerinin de kullanılmasını engeller.
Organik gıda etiketini taşıyan hiçbir ürün radyasyon ışığı tekniğine ya da genetik değişim programına tabi tutulmaz.
■ Diğer gıdalarda kullanılan yüzlerce çeşit katkı maddesi, koruyucu maddeler, gıda dolgu maddeleri ve diğer kimyasallar organik gıdalar için kullanılamaz.Birçok katkı maddesinin kansere, hiperaktiviteye, uykusuzluğa, doğuştan gelen birçok hastalığa, sinirlilik haline, astıma ve alerjiye yol açtığı bilinmektedir.
■ Organik yem ve yiyeceklerle beslenen hayvanların etleri de sağlıklı olur. Organik et satmak amacıyla beslenen hayvanların bulunduğu otlaklarda zirai ilaçlar ve diğer kimyasal spreyler kullanılmaz.
a Organik et satmak amacıyla yetiştirilen hayvanlara (çok ciddi hastalıklar söz konusu olmadıkça) antibiyotik türü ilaçlar verilmez. Zorunlu olarak antibiyotiğin kullanıldığı durumlarda ise, antibiyotik verilen hayvan antibiyotik kullanımının hemen sonrasında kesilmez. Kesim için aradan belirli bir sürenin geçmesi beklenir ki bu da ilacın herhangi bir etkisinin kalmamasını sağlar.
■ Organik et amaçlı beslenen havyanlar genellikle otobur bir beslenme düzenine sahip olduğundan, bu hayvanlara başka hayvanların leşleri ya da kalıntıları yem olarak verilmez. Organik et amaçlı beslenen hayvanlar besinlerini doğal ortamlarında bulunan otlaklardan sağlar.
■ Organik et amaçlı beslenen hayvanlar bir ahır ya da kafese mahkûm yaşamak yerine açık alanlarda dolaşabilir, yemini çayır ve çimenden temin edebilir.
■ Organik gıdaların vitamin, mineral ve diğer besin öğeleri bakımından çok zengin olduğu söylenmektedir. Geçtiğimiz yıllarda bu konu bazı uzmanlar tarafından tartışmaya açılmıştır. Organik gıdaların organik olmayan gıdalara oranla besin değeri bakımından çok büyük bir farka sahip olmadığı vurgulanmıştır. Ancak olaya bir de şu şekilde bakalım: Doğal yollarla yetiştirilip doğal güneş ışığı ile olgunlaştıklarından (güneş ışığı meyve ve sebzelerin besin değerini artırır), kamyonların soğutucularında veya marketierin raflarında aylarca bozulmadan kalabilsin diye koruyucu maddelerle spreylenmediklerinden ve suni gübre içermeyen topraklarda yetiştirildiklerinden organik besin maddelerinden daha fazla yarar sağlayabiliriz. Ayrıca bunun için gösterilebilecek başka bir kanıtımız daha var: Aşağıda yer alan kutunun içindeki bilgileri dikkatle okuyun.
■ Yoğunlaştırılmış çiftçilik uygulamaları sonucunda, toprak daha fazla gübreye ihtiyaç duyar. Bu gübre maddeleri, yediğimiz meyve ve sebzeler vasıtasıyla bizi doğrudan etkiler. Ayrıca gübreli topraklarda otlanan hayvanların etini yediğimizde de gübrenin etkisi doğrudan vücudumuza geçer. Gübre birçok nedenden dolayı insan sağlığı için tehlike arz etmektedir. Gübre rüzgârların da etkisiyle nehirlere sürüklendiğinde sudaki oksijen oranı azalır. Bunun nedeni gübrenin nehirlerde bulunan yosunları ve suda yaşayan otları süratle büyüt-mesidir. Gübre suda yaşayan balık gibi canlıların zehirlenerek ölmesine yol açar. Nitrat içeren gübreler yer altı sularına ulaşırsa, içme suyumuz kirlenmiş olur. Bu sorun ekilip dikilen arazilerde meyve ve sebze üretimini güçleştirir.
■ Çiftlik hayvanlarına çeşitli nedenlerle (örneğin, gelişimi hızlandırmak için) verilen antibiyotikler, bu hayvanların etini tüketen insanları doğrudan etkiler. Vücudumuzdaki direncin bu tür antibiyotiklere karşı hızla gelişmesinden dolayı, karşılaştığımız başka bir hastalığın antibiyotikle tedavi edilmesi oldukça güçleşir. Ayrıca antibiyotiklere karşı direnç geliştiren bakteriler, et ile beslenen insanların vücuduna girer ve bu sorunun tedavi edilmesi bazen imkânsız hale gelir.
Organik gıdalara ilişkin bazı gerçekler ve istatistikler
■ ingiltere’de organik tarımın önderliğini yapan Toprak Mahsulleri Birliği organik bitkilerin daha çok besin değerine sahip olduğuna dair kanıtlar sunmuştur. Birlik ayrıca organik gıdaların diğer gıdalardan daha fazla “sekonder metabolit” içerdiğini tespit etmiştir. Se-konder metabolitler bitkilerin bağışıklık sistemini oluşturan ve insan vücuduna girdiğinde kanserle savaşmayı kolaylaştıran bir tür maddedir. Danimarka ve Almanya’da yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, organik gıdalar vitamin yönünden oldukça zengindir; bu nedenle organik gıdalarla beslenen insanlar besin değeri bakımından daha kazançlı çıkar. Suni ve kimyasal işlemlere dayanan yoğunlaştırılmış tarım metotları ise gıdaların içindeki besin değerini adeta söküp atar.
■ 1995 yılında, Amerikan Çevre Çalışma Grubu’nun yaptığı festin sonuçlarına göre, Heinz, Beech Nut ve Gerber markalı bebe mamalarının kavanozlarında belirli oranlarda zirai ilaç maddelerine rastlanmıştır. Bu markaların ürettiği bebe mamalarında tam on altı çeşit zirai ilaç kalıntısı bulunmuştur. Bu ilaçlardan sekizi kanserle yakından ilişkili olup, sekizi beyin fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir, ilaçlardan beş tanesinin ise hormonel faaliyetleri altüst ettiği bilinmektedir. Bebeklerin toksinlere ve kanserojen maddelere karşı yetişkinlerden daha savunmasız olduğu göz önünde bulundurulursa, bebeğinize zirai ilaç tehlikesi taşımayan organik bebe mamaları yedirmenizi tavsiye ederiz.
■ Danimarka’da 1 994 yılında Mesleki Tıp Bölümü tarafından yapılan bir araştırmanın sonucunda organik gıdalarla beslenen erkeklerin organik olmayan gıdalarla beslenen hemcinslerine göre iki kat daha fazla sperm sayısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
■ Organik gıdalardaki C vitamini oranının çok yüksek olduğu ortaya koyulmuştur; ayrıca organik domateslerde normal domateslerde olduğundan daha fazla (%23 daha fazla) A vitamini tespit edilmiştir. A ve C vitaminleri kanser ve kalp hastalıklarını önleyici nitelikteki iki önemli antioksidandır.
Organik gıdaların maliyeti ve bütçemiz
Organik tarım için yapılan masraflar, geleneksel yollarla sürdürülen tarımcılık için yapılan masraflardan daha ağırdır. Çitçiler geleneksel tarımcılık için devletten sübvansiyon alırken, organik tarımla uğraşan çiftçilere herhangi bir sübvansiyon ödemesi yapılmamaktadır. Organik çiftçilik dahilinde yetiştirilen hayvanlar çok bakımlı koşullarda bulunduğundan, bu bakım çiftçilere pahalıya mal olmaktadır. Oysa geleneksel hayvancılıkta hayvanlar ahırlarda sıkış tepiş bir halde yaşamakta ve bunun da çiftçi için çok fazla bir maliyeti olmamaktadır. Organik tarımcılık için açılan fonlar oldukça azdır. Suni ve kimyasal sistemlere dayanan yoğunlaştırılmış tarımdan elde edilen meyve ve sebzeler hepimiz için sağlık riski taşısa da, bu riskleri taşımayan organik tarım maalesef çok az destek görmektedir. Nihayet birçok ülke geç de olsa organik tarımın farkına varmıştır, bu nedenle dünyanın birçok ülkesinden organik gıda ithal edebilmekteyiz. Ancak ithal organik gıdalar çok da makul bir çözüm değildir çünkü uzak mesafelerden taşınarak ülkemize ithal edilen gıda maddeleri oldukça uzun süren yolculuklar sonunda tazeliğini kaybeder, hasar görebilir ve gördüğü hasar sonucunda besin değerini yitirir.
Organik tarıma olan talepler son yıllarda o kadar artmıştır ki bu artış organik tarım ürünlerinin fiyatlarında düşüşe neden olmaktadır. Bizler ne kadar çok organik gıda tüketirsek, üreticiler de sürümden o kadar çok kazanır. Sonuç olarak da fiyatlar hızla düşer.
Sınırlı bir bütçe ile organik gıda alabilmenin yolları
■ Öncelikli olarak yapmanız gereken şey çocuğunuzun en çok hangi gıdaları tükettiğini tespit etmek. Çocuğunuz elma yemeye bayılıyor ve en çok el ma yiyorsa, organik elma almanız yerinde bir seçim olacaktır. 12 yaşındaki kızınız tost yemeyi çok seviyorsa, organik ekmek tercih edebilirsiniz. Sıklıkla yenilen belirli gıda maddelerinin organik olanlarını tercih ederseniz, çocuğunuzu zirai ilaç, suni madde ve kimyasal ürünlerden uzak tutabilirsiniz.
■ Çocuklar çok fazla süt içerler; organik süt alırsanız normal bir sütün taşıdığı tehlikeleri ortadan kaldırmış olursunuz.
■ Kimyasal usullere dayanan yoğunlaştırılmış çiftçilik metoduyla elde edilen et, yumurta ve köklü sebzeler (örneğin, havuç ve soğan) kimyasal maddelerden etkilendiği için büyük risk taşır. Çocuklar kimyasal atıklardan ve kimyasal kalıntılardan olumsuz etkilenirler. Bu nedenle daha güvenilir olan organik gıdaları tercih etmeniz uygundur. (Ayrıca, çocuğunuz için tek protein kaynağının et olmadığını bilmelisiniz, proteini et dışındaki besinlerden de elde etmeye çalışınız).
■ Mümkün oldukça organik soya ürünleri almaya çalışın. Genetik değişime uğramış gıda maddelerinin zararlarını göz önünde bulundurursak, genetik değişime uğramamış olan organik ürünleri tercih etmek içinizi rahatlatacaktır.
■ En önemli şey bütçenizin elverdiği kadar organik ürün almanızdır. Organik olanlarını alamayacak kadar çok sebze ve meyve tüketiyorsanız, satın aldığınız meyve ve sebzeyi bol suyla tertemiz yıkayın. Hatta içinizin rahat etmesi için meyve ve sebze kabuklarını soyun. Meyve ve sebzelerin kabuk-larındaki zirai ilaç ve kimyasal kalıntılarını yok etmek için piyasaya sürülen özel deterjanlar da vardır. Bu şekilde kimyasalların vücudunuza verdiği zararı en aza indirgemiş olursunuz.
■ Organik ürünleri açık pazarlardan veya ucuz manavlardan almaya çalışın. Süper ve hiper marketlerde satılan organik gıdalar daha pahalı olabilir. Organik gıdalar satan firmalar eve servis yapıyorsa, bu hizmeti de deneyebilirsiniz. Bu şekilde, organik gıdalar çok taze iken ve market raflarında hiç bekletilmeden size ulaşmış olacaktır.
■ Sağlıklı bir beslenme tarzında yeterli miktarda meyve ve sebze yer almalıdır. Bu nedenle çocuğunuz için hazırladığınız meyve ve sebze porsiyonlarını artırırı. Çocuğunuza organik olmayan meyve ve sebzeler verseniz dahi iyi yıkadığınız ve kabuklarını soyduğunuz takdirde bu meyve ve sebzenin yararı oldukça fazladır.
■ Kanser araştırma dernekleri, kimyasal usullere dayanan yoğunlaştırılmış tarımcılıktan elde edilen meyve, sebze, kepek ve yulaf gibi gıda maddelerinin taşıdığı riskleri öğrenen insanların organik gıdalar alamaması halinde meyve ve sebze tüketimine tamamen son vereceği konusunda büyük bir endişe duymaktadır. Bu tür endişeler oldukça önemlidir. Organik gıdalar çok değerli gıdalardır, ancak organik olmasa bile taze olan gıda maddeleri de sağlığımız için oldukça yararlıdır. Bu nedenle taze meyve ve sebzeleri sırf “organik değil” diye tamamen bırakmak oldukça yanlıştır. İşlemden geçirilmiş gıda maddeleri en tehlikeli yiyeceklerdendir ve sağlığımız için büyük bir tehdit oluşturur. Bu nedenle işlenmiş yiyecekler yerine, organik olmasa bile taze ve işlenmemiş olan yiyecekleri tercih etmelisiniz. Alabileceğiniz diğer tedbir ise çocuğunuza yedirdiğiniz gıdaların çeşidini mümkün olduğunca artırmaktır. Çocuğunuz bu sayede çeşit çeşit gıdalardan farklı farklı vitamin ve mineral alabilir. Çocuğunuz belirli bir gıda türünü sıklıkla ve çok fazla oranlarda tüketiyorsa ve bu gıdanın üretiminde katkı maddesi ve zirai ilaç kullanılmışsa, büyük bir tehlike ile karşı karşıya-sınız demektir. Bu nedenle çocuğunuzun tek tip gıda maddesi ile beslenmesine engel olmalısınız.