Müshil
Bağırsaklar üzerinde örseleyici bir etki gösteren müshiller yalnızca hekimin uygun gördüğü durumlarda ve süreler içinde kullanılmalıdır. Çünkü hem doğrudan, hem de yan etkileriyle bağırsakların işleyişi için tehlikeli olabilirler.
“Müshil” denince ağız yolundan alınan, dışkılamayı başlatan ya da kolaylaştıran her türlü ilaç anlaşılır. Ama müshil terimi daha çok bağırsak içeriğinin yoğun ve tam boşaltımını sağlayan ilaçlar için kullanılır. Bu nedenle etkisi daha sınırlı ilaçlara laksatif ya da bağırsak yumuşatıcı denir. Sonuçta bu ilaçlar yumuşak, ama şekilli dışkılama sağlayan “laksatifler” ya da bağırsak yumuşatıcılar; gerçek “müshiller” ve daha güçlü bir etkiyle yeterince sıvılaşmış dışkılama sağlayan “ani etkili müshiller” olarak, yol açtıkları etkilere göre, gruplanabilirler. Bazı durumlarda aym maddenin artan dozları, yumuşatıcıdan ani etkili müshile kadar değişen etkiler gösterebilir.
Yumuşatıcı ve müshilleri içerdikleri maddelerin etki mekanizmasına göre de sınıflandırmak olanaklıdır. Ama bu sınıflandırmayı her ilaç için yapmak kolay değildir. Çünkü piyasada bulunan ilaçların bir bölümünde etki mekanizmaları farklı maddeler bir arada bulunur.
ÖRSELEYİCİ MÜSHİLLER
Günümüzde hem etki mekanizmaları, hem de kimyasal yapılan bakımından son derece karmaşık maddeler bu başlık altında toplanmaktadır. Eskiden bütün müshillerin bağırsak mukozasında örseleyici bir etki yaptığı sanılıyordu. Artık böyle bir etki yalnızca bağırsak mukozasının duyu sinirleri uçları düzeyinde etki gösteren bazı müshiller için söz konusudur. Az sayıdaki örseleyici müshillerin bu etkisi ise kokain gibi maddelerin yerel olarak uygulanmasıyla ortadan kaldırılabilir.
Bu tür ilaçların ortak özelliği mukozada Örseleyici bir etkiden çok, bağırsak çeperinden bağırsak boşluğuna sıvı ve elektrolit çeken “su emici” bir etkiden kaynaklanmaktadır. Böylece bağırsak içeriğini hareket ettirici bir uyan oluşmakta ve bu harekete karşı koyan direnç azalmaktadır.
Bağırsak çeperinden bu biçimde su emilmesini sağlayan mekanizma henüz tam olarak bilinmemektedir. Konuyu açıklamak üzere ortaya atılmış birçok varsayım bulunmaktadır.
Hintyağının su tutucu etkisi kesin biçimde kanıtlanmıştır. Bu yağın ayrıca kasılma hareketlerini yavaşlatıcı bir etkisi de vardır. Örseleyici müshiller son derece karmaşık ve çeşitli maddelerden oluşan bir grubu kapsar. Bu maddeler üç ana grupta toplanabilir:
• Yağlar.
• Doğal antrakinonlar ve yapay türevleri.
• Çeşitli kimyasal yapıdaki öbür maddeler. Yağlar grubunda hâlâ kullanılan tek müshil hintyağıdır. Hintyağı, bilimsel adı Ricinus communis olan hintyağı bitkisinin kabuklan soyulmuş tohumlarından çıkarılan renksiz ya da soluk sarı renkli, tadı kötü bir sıvıdır. Genellikle içilme miktarı 15-60 ml’diı. Etkisi, alındıktan 4-8 saat sonra ortaya çıkar.
Hintyağı vücuttan hızla atıldığından zehirleyici etki göstermesi zayıf bir olasılıktır. Ama bağırsaklarda antibiyotik ve bağırsak dezenfektanları gibi ilaçların ya da zehirleyici olabilecek başka maddelerin emilimini aşırı derece artırabileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu tip bir müshilin alınmasından sonra genel bir kırıklık ve baş ağrısı ortaya çıkabilir.
Örseleyici müshiller arasında yer valan antrakinon ve türevleri pek çol. ilaçta kullanılmaktadır. Bu maddeler doğada birçok bitki türünde yaygın olarak bulunur. Çeşitli bitki ve otlardan etkili bileşiklerin elde edilmesi oldukça zor bir dizi işlemi gerektirir. Bir bitki türünde bağırsak yumuşatıcı maddelerin yanı sıra etkisiz ve zehirli maddeler de bulunur. Bitkinin olduğu gibi kullanılması istenen maddenin yanı sıra çok çeşitli bileşiklerin de alınmasına yol açar.
Antrakinon içeren başlıca bitkiler sarısabır ödağacı), sinameki, ravent, barutağacı ve cascara sagradadır. Doğal antrakinonlann yanı sıra bunların yapay türevleri de aynı grup içinde sınıflandırılır.
Üçüncü grupta kimyasal bakımdari büyük çeşitlilik gösteren maddeler yeri alır. En sık kullanılan bağırsak yumuşatıcı ilaçların içerdiği maddeler bu geniş gruba girer, tçlerinde en çok kullanılanı kuşkusuz fenolftaleindir.
Önceki bölümde vurgulandığı gibi kronik kabızlık, olguların çoğunda kalınbağırsağın aşırı kasılmasına ve bağırsak içi basıncın artmasına bağlı bir rahatsızlıktır. Kas zayıflığına bağlı kabızlık ise ender görülen bir bozukluktur. Yalnızca hipotiroidizm (tiroit salgısı yetersizliği) ve miksödem gibi özel durumlarda ya da son derece halsiz ve hasta kişilerde ortaya çıkar.
Bir görüşe göre örseleyici müshiller bağırsak hareketlerininin yanı sıra bağırsaklardaki kasılma hareketlerini de artırarak bir kısırdöngüye ve sancılı durumların ağırlaşmasına yol açar. Müshillerin ısrarlı kullanımı geçici ya da kalıcı organ zararlarına neden olabilir. Bu zararlar değişik şiddette aşırı duyarlı kalınbağırsak hastalıkları biçiminde ortaya çıkar. Ağır olgularda bağırsaklar genişleyerek işlevlerim yitirir.
Örseleyici müshiller kalınbağırsağın yanı sıra iç organlar üzerinde de zararlı etkiler gösterebilir. Bu zararlar ilaçların emilim düzeylerine göre değişir.
Ayrıca bu tip ilaçların aşırı miktarda kullanılması alerjiye, karaciğer ve böbrek bozukluklarına, polinevrite (sinir iltihabı), şiddetli ağrılara yol açabilir. Bir başka önemli yan etki de suelektrolit dengesinin bozulmasıdır. Örseleyici müshillerin sürekli kullanımı önce metabolizma asidozuna (kanda asitlik düzeyinin yükselmesi) ve hipopotasemiye (kanda potasyum düzeyinin azalması) neden olur. Bunu kalsiyum, sodyum ve magnezyum düzeylerinin düşmesi, aldosteronun aşırı salgılanması ve genel su kaybı izler. Böylece bağırsak tembelliği, iştahsızlık, güçsüzlük, kas zayıflığı ve felciyle kendini belli eden “laksatif hastalığı” ortaya çıkar. Örseleyici müshiller, özellikle de doğal ya da yapay antrakinon türevleri kaim bölgesinde kan toplanmasına ve iltihaplanmaya neden olabilir. Bu bakımdan gebelikte, âdet döneminde ve hemoroit olgularında kesinlikle kullanılmamalan gerekir.
Bağırsak yumuşatıcı olarak güçlü etkileri nedeniyle örseleyici müshiller sık başvurulan ilaçlar arasında yer alır. Ama ağır yan etkilere yol açmalan ve bağırsak geçişini geçici olarak durdurmaları nedeniyle kullanımlarının cerrahi, radyolojik, endoskopik ve tomografik girişimler Öncesindeki hazırlık aşamasıyla sınırlandırılması gerekir.
KAYGANLAŞTIRICI MÜSHİLLER
Bu ilaçlar etkilerini dışkı kütlesini kayganlaştırarak ve yumuşatarak gösterirler. Bu nedenle müshilden çok bağırsak yumuşatıcısı tanımına uyarlar. Aşağıda sıralandığı gibi iki başlık altında incelenebilirler.
• Yağlı yumuşatıcılar.
– Bitkisel yağlar (bademyağı, zeytinyağı, pamukyağı).
– Mineral yağlar (sıvı parafin ya da vazelin).
• Dışkı yumuşatıcılar
En sık kullanılan bitkisel yağ tatlı bademyağıdır. Çok akışkan, soluk sarı, hemen hemen kokusuz ve tatlımsı olan bu sıvı tatlı badem tohumlarının sıkılmasıyla elde edilir.
Zeytinyağı ve pamukyağı da müshil olarak kullanılabilir. Bu bitkisel yağlar günde 15-40 ml arasında değişen miktarlarda ve yemekten yanın saat önce alınmalıdır.
Mineral yağlar arasında en çok kullanılanı sıvı parafin ve vazelindir. Sıvı bir .hidrokarbon kanşımı olan bu maddeler kaygan, renksiz, saydam ve hemen hemen tatsızdır. Bağırsak yumuşatıcı erki için yemeklerden önce günde 15-30 mi alınması yeterlidir.
Etkilerini kayganlaştırma yoluyla dışkının bağırsak kanalından kesintisiz geçişine yardımcı olarak gösteren yağlı yumuşatıcıların tersine, dışkı yumuşatıcılar yüzeye etki eden bir mekanizmayla suyun dışkı kütlesi içine sızmasını, dışkı hacminin artmasını ve bağırsak içi basıncın düşmesini sağlayarak etkili olur. En önemli dışkı yumuşatıcı diok-silsülfosüksinattır. Mum katılığında olan bu madde suda yavaşça erir. Günlük başlangıç dozu 400 mg’ye kadar çıkarılabilir. Daha sonra günlük doz yavaş yavaş 60-120 mg’ye indirilir.
Dışkı yumuşatıcılar tek başlarına değil, müshillerin bileşimine katılarak kullanılmaktadır.
Kayganlaştıncı müshillerin yan etkileri örseleyici müshillere oranla çok daha azdır. Ama bu durum söz konusu ilaçlann yan etkilerinin gözden kaçırılmasına neden olmamalıdır.
Bitkisel yağlar mide hareketlerinin yavaşlamasına ve alınan kalori miktarının artmasına neden olur. Aynca örseleyici ilaçlardakine benzer yan etkiler yaratabilir. Yağların sindirilmesiyle ortaya çıkan yağ asitleri ve sabunlar zayıf da olsa örseleyici bir etkiye yol açar.
Alınan mineral yağ önemli ölçüde emilerek bağırsaklarda parafine bağlı iltihaplı bir yumrunun (parafinom) belirmesine neden olabilir. Yağda eriyen vitaminlerin yerine geçerek onlann enıilimini önleyebilir, kalsiyum ve fosfor emilimini bozabilir. Uzun süreli kullanım kronik akciğer iltihabına neden olabilir. İlacı alan kişilerde genel bir sağlık sorunu görülmese bile anüsten sızan, yağ kaşıntıya ve yalancı dışkılama duygusuna yol açar.
Dışkı yumuşatıcılar midenin boşalmasını geciktirebilir. Yaşlılarda dışkı kaçırmaya ve deri döküntülerine neden olabilir. Dışkı yumuşatıcılar emilimlerini kolaylaştırabilecek vazelinle birlikte hiçbir zaman kullanılmamalıdır.
DIŞKI HACMİNİ ARTIRAN MÜSHİLLER
Bu tip müshiller dolaylı ya da dolaysız yoldan bağırsak içeriğini artırır, böylece dışkılamayı uyarırlar. Bunu, bağırsağın normal refleks hareket etkinliğini uyarmalan ve bağırsak içindeki basıncı düşürmeleri sağlar.
Bu gruptaki ilaçlar üç başlık altında toplanabilir:
• Osmotik müshiller.
– Tuzlu bileşikler.
– Doğal mannitol kaynaklan (kudrethelvası).
• Lifli besinler.
• Su tutucu koloitler.
– doğal (agar-agar, sinirotu),
– yarı yapay (metilselüloz, karboksi-metilselüloz).
Dışkılamayı benzer biçimde kolaylaştırdıklarından, başka bazı maddeler de bu müshil grubunda sınıflandmlabilir. Bunların başında iyon değiştirici yapay reçine ve laktüloz gelir. Laktüloz iki şekerin (galaktoz ve früktoz) birleşmesiyle ortaya çıkan bir bileşiktir. Sindirilmeden kalınbağırsağa ulaşır. Burada güçlü bir ozmotik etkiyle su ve elektrolit tutar. Ama bağırsaklarda bulunan bakterilerin etkisiyle yıkıma uğrayarak örseleyici organik asitlere (laktik, formik ve asetik asitler) dönüşür. Bu ilaç günümüzde kabızlığın uzun süreli tedavisinde önemini korumaktadır. Çünkü örseleyici yan etkileri oldukça hafiftir.