Mikroplar
Bazı hastalıkların nedeni olduğu bilinen çok ufak, gözle görülemeyen canlı varlıklara genel olarak mikrop adı verilir. Bu canlı varlıkların türlü yönden incelenmesi, üretilmesi, hastalık yapma güçlerinin araştırılması ile uğraşan bilim dalına da mikrobiyoloji denir. 1665’te mikroskopun bulunması ile varlıkları ispat edilmiş olan bu mikroorganizmaların bir kısmı bitkiler dünyasına aittirler ve bakteri adını alırlar. Bakteriler şekillerine göre de isimlendirilirler.
Küçük çubuk şeklinde olanlara basil, yuvarlak bilye şeklinde olanlara kok veya koküs, virgül şeklinde olanlara vibriyon, helezon şeklinde olanlara spirli veya spiroket, diken şeklinde çıkıntıları olanlara aktinomiçet gibi isimler verilmiştir. Kok şeklindeki mikroplar bazen bir zincir şeklinde sıralandıklarından streptokok, üzüm salkımı şeklinde kümeleştiklerinden stafilokok adını alır. Bitkiden farklı olarak yaşamak için güneş ışığına ve karbondıokside ihtiyacı olmayan canlı organizmaların artıkları üzerinde yaşayan mantarların mikroskobik olanları da fungus adını almakta ve insanlarda mikoz denilen çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.
Amip, trikomanas gibi mikropların bir bölümünün ise hayvanlar dünyasına ait oldukları bilinmektedir. Canlılar dünyasında ilkel yaratıklara doğru inildikçe mikropların bitki veya hayvan Şeklinde ayrımı kesin olarak yapılamaz. Mikroplar mitoz bölünme denen bir biçimde yani ikiye bölünerek, mantarlar spor denilen yavruları ile çoğalırlar. Mikroplardan da küçük olan ve virüs denen bazı mikroorganizmaların ise çoğalabilmeleri için mutlaka canlı bir hücre içine girmeleri gerektir.
Virüslerin desoksiribonukleik asit (DNA) veya ribonukleik asit (RNA) denen tek bir nukleik asit zincirinden ibaret olduğu kabul edilmektedir. Virüsler kristalleşen moleküllere benzediklerinden cansız âlemle canlılar arasında bir köprü oluştururlar. Günümüzde elektron mikroskobu denilen geliştirilmiş araçlarla virüslerin yapıları daha yakından incelenebilmektedir. Çevrede yaşayan bütün bu mikroskobik canlılardan bazıları insan ve hayvan vücuduna girerek ve çoğalarak hastalık yaptıklarından patojen mikrop olarak isimlendirilirler. Hastalık yapmayan mikroplara ise saprofit denir. Bazı mikroplar ise bağırsaklarımızda zararsız olarak yaşadıkları gibi bazıları K vitamini üreterek bize yardımcı bile olmaktadır.
Bakteriolog denen araştırmacılar mikropları kendilerine uygun besi yerlerinde petri kutusu denilen cam kutular içerisinde üretir ve bazı’ boyalar ile boyadıktan sonra mikroskop altında onları tanımaya çalışırlar. Gram boyası ile boyanan mikroplara gram pozitif, gram boyası almayan mikroplara ise gram negatif mikrop adı verilir.
Cansız çevre üzerinde yaşayan mikropları öldürmek için kullandığımız maddelere dezenfektan veya antiseptik denir. Hastalık etkeni olarak vücudumuza girmiş bulunan mikropları öldürmek için kullandığımız ilaçlara antimikrobik veya antibiotik, mantarları öldürmek için kullanılan ilaçlara da antimikotik veya antifungal adı verilmektedir.