Meyve ve sebzeler
Amerika’daki Çocuk Beslenme Araştırmaları Merkezi’ne göre, meyve ve sebzeler, et tüketimine dayanan Batı beslenme tarzını da etkilemeye başlamıştır. Merkezin raporuna göre, taze meyve ve sebzeler içerdikleri besleyici elementler, lifler, vitaminler, mineraller ve birçok has-. Kalığın engellenmesi ve tedavisi için önemli bir rol oynayan pitokimyasallar (“phytochemicals”) içermektedir. Lif, vitamin, mineral ve pitokimyasallar çocuklarımızın daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlar. Meyve ve sebzeler aşağıdaki önemli özelliklere de sahiptir:
■ Vücut kilosunu kontrol altında tutar. Düşük kalorili, lif yönünden zengin meyve ve sebzeleri atıştırmak hem açlığımızı hem de kalorimizi kontrol altında tutar.
■ Kalp-damar sağlığımızı korur. Meyve ve sebzelerde sodyum oranı düşük, potasyum oranı yüksek olup, içeriklerinde yağa hemen hemen hiç rastlanmaz.
■ Önemli miktarda folik asit içerir. Folik asit kuşkonmaz, ıspanak, brokoli ve mandalina gibi meyve ve sebzelerde bulunur. Folik asit sağlıklı bir sinir sistemi için önemlidir. Hamile-likte alınırsa, doğuştan gelen sağlık kusurlarının görülmesini engeller. Damarlara zarar veren ‘homocysteine’ (homosistin) isimli kimyasalın seviyesini düşürür. Bu kimyasalın birçok kalp-damar hastalığına yol açtığı bilinmektedir.
■ Araştırmalara göre, lif ve antioksidan içeren meyve ve sebzeler kalp-damar hasarını önler.
■ Kanser riskini azaltır. Folik asit, moleküler düzeyde kanser hasarını önler. Selenyum, C vitamini ve (karoten adı verilen koyu yeşil yapraklı sebzelerde ve portakal pigmentlerinde bulunan) diğer antioksidanlar hücre içindeki bazı zararlı maddelerini nötralize ederek -yani dengeleyerek ve hasarı yok ederek- kanseri önler. Diğer antioksidanlar ise kanserojen maddelerle savaşarak kanser oluşumunu önler.
■ Daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürmemizi sağlar. Meyve’ve sebze yönünden zengin bir beslenme tarzı kalp krizi, katarakt, divertikülöz (genellikle doğuştan gelen ve kalınbağırsak duvarından dışa uzanan mukoza dolu ceplerin oluşumu) gibi sağlık risklerini azaltır ve vücuttaki lipid seviyesini düşürür.
Endişe ve korkularımız
Anne ve babalar tüm hayatları boyunca çocukları için sağlıklı yiyecekler seçmeye çalışsa da, işleri oldukça zordur. %100 doğal olan bazı besin maddeleri bile (doğa olaylarının bir sonucu olarak ortaya çıkan) bazı kimyasal maddeler ve toksinler içerebilir. Vücudumuz bu tür kimyasalları bertaraf etmek üzere donatılmış bir savaşçı gibidir. Ancak asıl sorun vücudun “detoksifikasyon” (zararlı kimyasalları vücuttan atma) sürecinde fazladan bir yükle karşı karşıya kalması ile ortaya çıkmaktadır. Düzenli ve sağlıklı bir beslenme modeline dayanmayan sofralar kimyasallardan oluşan ve vücudu hasara uğratabilecek bir mayın tarlası gibidir.
Hepimiz her an kâbusu andıran beslenme hikâyeleri dinlemekteyiz. Bu nedenle birçoğumuz artık hiçbir besinin sağlıklı olmadığını düşünmeye başladık. Şimdi içimizde bulunan korkuların nedenlerine bir göz atalım.