Meme Kanserinde Kemoterapi Tarih Oluyor
Meme kanseri kadınların kabusu olmaktan çıkıyor.
Bilim adamlarının sürekli üzerinde çalıştığı kanser hastalığının tedavi yöntemlerine her geçen gün yenileri ekleniyor. Kanser hastalığına yakalanmış bireyler için kanser artık çözümü olmayan bir dert değil. Bu hastalıkla mücadele için uzmanlar sürekli çalışıyor ve kadınların korktuğu ve günümüzde artan bir kanser hastalığı olan meme kanseri için yepyeni bir tedavi yöntemi geliştirildi. Meme kanserine yakalanmış olan kişiler için bir umut olan bu yöntemden sizlere bahsedeceğim.
“Hücre içi kemoterapi” kanser tedavisinde yeni bir çığır açacak.
Avrupa’da onay almış bu tedavi yöntemi için Türk hekimlerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Bu yönteme göre tedavi için geliştirilen ilaç direk kanserin olduğu bölgeye enjekte ediliyor ve kanseri olduğu yerde etkisiz hale getiriyor. T-DM1 yöntemi adı verilen bu yöntem direk kanserli hücreye ulaşması bakımından kanserle mücadele de daha etkili olacağı düşünülüyor. Bu yöntem kullanılarak meme kanseri tedavi sürecine kemoterapisiz bir şekilde devam edilmesi planlanıyor.
T-DM1 yöntemi nedir?
Ülkemizde her 10 kadından birinde görülen meme kanseri için önemli bir rol oynayan bu yöntem diğer kanser hastalıklarının tedavisi içinde kullanılıyor. Yöntem bize hücre içi kemoterapi adını verdiğimiz tedavi yöntemini uygulamaya geçirmemizi sağlıyor. Tıp dili ile anlatacak olursak içerisinde Trastuzumab bulunan monoklonal antikor adı verilen maddeye kemoterapi ilacı bağlanıyor ve bu memede bulunan kanserli bölgeye enjekte ediliyor. Orada tutunan monoklonal antikorun ucuna bağlanmış olan kemoterapi ilaç ise tümörün bulunduğu alanın yani kanserin içine giriyor ve tümör orada etkisiz hale getiriliyor.
Kemoterapisiz bir kanser tedavisi mümkün mü?
Bu soruya “evet” cevabını belki de çok yakın bir zamanda söyleyeceğim. Ama şimdilik tam anlamıyla kemoterapinin artık olmayacağını söylemem kanser hastalarını boş yere ümitlendirmem olur ki böyle bir şeyi diyemem. Ancak hücre içi kemoterapi yakın bir zamanda kullanılmaya başlayacak olan bir yöntem ve bu yöntem geliştirilip mide, akciğer, bağırsak gibi kanserli bölgelerde uygulanmaya konulduğunda kanser hastalığına kemoterapi olmadan çözüm bulunmuş olacak. Zaten bu yöntem yalnızca meme kanseri tedavisi için değil tüm kanser hastalıklarının tedavisi için uygulamaya konulacak.
Tedavinin uygulama süreci nasıl?
Tedavi şimdilik çok yeni olduğu için ya hiç kemoterapi almamış olan hastalara ya da çok kısa bir süre kemoterapi tedavisi görmüş hastalar üzerinde uygulanıyor.
Hücre içi kemoterapi yönteminin artıları ise bildiğimiz kemoterapi de yaşanan olumsuzların daha az hatta belki de hiç görülmemesi oluyor. Kemoterapi de görülen saç dökülmesi, terapi sonrası mide bulantısı halsizlik gibi olumsuzluklarla karşılaşılmıyor. Kanser hastalığına yakalanan bireylerin tedavi sürecinde bu tür problemler le karşı karşıya kalmaları onları psikolojik açıdan oldukça yıpratıyor. Devrim niteliğindeki bu yöntemle kanser tedavisinde kimse saçlarını kaybetmeyecek.
Genetik haritalar meme kanserini kemoterapisiz döneme taşıyor.
Her geçen gün gelişen tıp sayesinde artık çözümsüz bir dert, şifasız bir hastalık kalmayacağa benziyor. İnsanların genetik haritalarının çıkarılmaya başlandığını sanırım duymuşsunuzdur. Duymayanlar için birde ben söylüyorum. Evet artık herkesin bir genetik haritası çıkarılabiliyor.
Bu genetik haritalar T-DM1 yönteminin kullanılmasına kolaylık sağlıyor. Genetik haritalar vücutta bulunan tümörlerin farklılıklarını görmemizi kolaylaştırıyor ve böylece meme kanserine neden olan moleküllerin genetik yapıları araştırılıyor. Genetik moleküllerin araştırılması kansere neden olan tümör için uygun ilaç tedavisinin uygulanmasını da kolaylaştırıyor.
T-DM1 tedavisinin yanında kemoterapisiz bir hormon tedavisi
Bu tedavi süreci henüz çok yeni olmasına rağmen meme kanseri tedavisinde kullanılan hormon tedavilerine göre çok daha etkili. Bildiğiniz gibi hormon tedavileri de meme kanseri için kullanılan bir diğer tedavi yöntemiydi. Ancak hormon tedavisinde kullanılan ilaçlar bir süre sonra direnç kazanıyor ve tedavi süreci yarım kalıyordu. Bu durum kemoterapiye dönmekten başka çözüm bırakmıyordu. Oysa yeni geliştirilen yöntem ile Everolimus etken maddeli bir molekül ağız yoluyla alınıp hormon tedavisinin direncini kırıyor ve tedavi sürecinini devam etmesini sağlıyor. Bu hap sayesinde hormon tedavisinde de kemoterapiye ihtiyaç kalmadan sürecin işlemesi sağlanıyor.
Hoşça kalın, Sağlıkla kalın…