Karaciğer Naklinden Sonraki Kontroller
Nakilden Sonraki Kontroller
Çok sayıda hasta girişimden sonra 6-8 haftalık iyileşme dönemini geçirmek üzere eve yollanır. Bu dönem boyunca hastanın naklin gerçekleştirildiği merkezle sıkı bağlantı içinde olması gerekir. Ateşi yükselirse kolanjit gelişebileceği düşünülerek hemen merkeze bildirilmelidir. Başka enfeksiyonların gelişmesi durumunda ise hemen uygun antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Diş tedavisi gibi herhangi bir girişimden önce hastaya koruyucu antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.
Ayrıca hastaya grip aşısı uygulanması da yerinde bir önlemdir.
Siklosporin tedavisi gören hastalarda genellikle yüksek tansiyona rastlanmaktadır. Bu hastalarda tansiyonun haftada en az bir kez kontrol edilmesi ve yüksek tansiyon tedavisine hazırlıklı olunması gerekir.
Kandaki azot ve kreatinin düzeyi de düzenli olarak kontrol edilmelidir. Siklosporin böbrek işlevlerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Steroit yapısında olmayan iltihap giderici ilaçlar siklosporinle birlikte alınırsa hızla böbrek işlevlerini bozabilir. Bu nedenle siklosporin alan hastalara bu ilaçlar kesinlikle verilmemelidir.
Sık kullanılan bazı ilaçlar siklosporinle önemli bir etkileşim gösterebilir. Hastaya ağrı gidericiler ve uyku ilaçları verilebilir. Buna karşılık alkol alması kesinlikle yasaklanmalıdır.
Kural olarak karaciğer nakli yapılan hastalar için herhangi bir diyet gerekli değildir. Böylece ameliyattan önce uygulanan sodyum kısıtlamasının ve protein yasağının kalkmasına olanak sağlanır.
Hastalar fiziksel etkinlikte bulunmaya özendirilmeli ve normal cinsel yaşama geri dönmeleri sağlanmalıdır.
Sonuçlar
Daha önce de belirtildiği gibi, karaciğer nakli artık iyice tanınan bir tedavi biçimidir. Tıptaki bunca gelişmeye rağmen hastaya başka hiçbir tedavi yönteminin sağlayamayacağı bir yaşam düzeyi ve süresi kazandırmaktadır.
Bu alandaki temel sorun karaciğer nakli için bekleyenlerin sayısı gittikçe artarken bunların gereksinimini karşılayacak sayıda karaciğer vericisi bulunamamasıdır.
Bu eksikliğin temelinde organın alınması konusunda çağdaş kuralların olmayışı, toplumun ve hatta hekimlerin organ naklinin sağlayabileceği yararlar konusunda yanlış ve yetersiz bilgilendirilmesi, ayrıca yoğun bakım merkezlerinin donanımlarının yetersizliği yatmaktadır.
Organ naklinin ufuklarının genişletilmesi bu olumsuz etkenleri hedef alan ortak çalışmalara bağlıdır.