İlaç Tedavisinde Temel Etkenler ve Bağışıklık Tedavisi
İlaç tedavisinin seçiminde göz önünde bulundurulması gereken temel etkenler:
Tümörle ilgili:
• Kesinleşmiş ya da kesin olmayan tanı;
• Cerrahi olarak çıkarılan parçada bulunan tümörün doku tipi ve tümörün parçaya ne oranda yayıldığı;
• Yayılma ve evre atlama hızı;
• Cerrahi ve/ya da radyolojik olarak tedavi edilebilirlik sınırını aşmış olan hastalık;
• Komplikasyonların varlığı ya da yokluğu (patolojik kırıklar, bir organın tıkanması, merkezi sinir sistemi metastazları);
• Hastalığın daha önce hücre çoğalmasını durduran ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılıp çalışılmadığı;
• İlaçlara duyarlılık testi sonuçları (özellikle olumsuzsa).
Hastayla ilgili:
• Yaş (15 yaş ve altı, 65-75 yaş ve üstü),
• Sakatlık derecesi,
• Psikolojik durum, tam ve gidişe ilişkin bilginin derecesi,
• Başka hastalıkların bulunması (dolaşım sistemi, şeker hastalığı, enfeksiyonlar),
• Kan tablosu ve yaşamsal organların (özellikle böbrek ve karaciğer) işleyişi,
• Önceki tümöre karşı tedavilerin toksik belirtilerinin sürmesi.
Bağışıklık tedavisi:
Bağışıklık tedavisinin amacı doğal savunma mekanizmalarım harekete geçirerek kanser hücrelerinin Öldürülmesi ve böylece vücudun kanserle savaşmasının sağlanmasıdır. Son yıllarda oldukça gelişmiş bir tedavi yöntemidir.
Bağışıklık sistemi oldukça karmaşık bir yapıya rahiptir:
Özellikle birbirine benzeyen, ama her biri belirli bir işlevi yerine getirmek için özelleşmiş çok sayıda hücre grubu vardır. Bazıları antikor üretme, bazıları da hastanın bağışık olması durumunda kendi kendilerine tümör hücrelerini öldürme yeteneğine sahiptir; bazdan ise hasta bağışık olmasa bile tümör hücrelerini öldürebilir. Son yıllarda bu alt gruplar daha ayrıntılı bir biçimde, tanınmaya başlanmıştır. Bununla birlikte hücre alt gruplarım seçici bir biçimde uyarma konusundaki çalışmalar da giderek yoğunlaşmaktadır.
Araştırmacılar sağlıklı hücrelere zarar vermeden tümör hücrelerini yok etmenin yollarını aramaktadırlar. Ne var ki, bunun seçici olarak yapılması gerekir; aksi halde bu işleyişe ters etki eden hücreler de harekete geçer ve ulaşılması istenen sonucun tersi ortaya çıkar. Önceleri uygulanan tedavi seçici olmadığından alınan sonuçlar tutarsız bir başarı grafiği gösterirdi. Günümüzde uygulanan bağışıklık tedavisinde özellikle tümör gelişimini baskı altında tutan hücre alt grubu uyarılarak etkili sonuçlar alınabilmektedir.
Ayrıca, tüm bireylerin aynı olmadıklarını ve belirli genetik alt gruplar olduğunu biliyoruz; bunların bazıları belirli tümör tiplerine karşı kendilerini savunabilir ama bazı hücre gruplarına karşı bu yetenekleri sınırlıdır. Böylece bağışıklık tedavisinden yararlanabilenler dışında bu tedavi yönteminden yarar görme olasılığı daha düşük olan hastalar da vardır, bunlar başka yöntemlerle tedavi edilmelidir.
Tümör hücrelerinin de kendi aralarında alt grupları vardır; vücut bu alt gruplardan birine başlangıçta çok az da olsa yanıt verebilirken ötekilere verememektedir. Duyarlı hücreler öldürülürse dirençli olan hücre alt grupları gelişecek ve böylece dirençli hücrelerden oluşan bir koloni ortaya çıkacaktır; bu kolonilerle savaşabilmek için her birinin özellikleri bilinmelidir. Bu sorun öteki tedaviler için de geçerlidir.