Hipertansiyon ve Kalp
Arter basıncının normalin üstüne çıkmasına tıp dilinde arteriyel hipertansiyon denir.
Arter basıncının ölçülen iki değeri vardır. Bunlardan biri kalbin kan pompaladığı kasılma sırasında ölçülen basınçtır. Sistolik veya maksimal (yüksek) basınç adı verilir (büyük tansiyon). Diğeri ise kalbin gevşeme döneminde iken damarlar içerisindeki basınçtır. Diastolik veya minimal (küçük) basınçtır (küçük tansiyon).
Normalde erişkin bir insanın arter basıncı 100/70 mm Hg ile 140/90 mm Hg arasındadır (günlük dilde ve halk arasında bunları 10/7 ve 14/9 denilmektedir). Sistolik basıncın 140 mm Hg, diastolik basıncın 90 mm Hg üzerine çıkması hipertansiyon olarak kabul edilir.
Hastaların çoğunda hipertansiyonun oluşumunun açıklanmasını sağlayacak bir sebep bulunmaz. Bu şekilde nedeni bilinmeyen hipertansiyonlara esansiyel hipertansiyon denilmektedir. Hipertansiyonların çoğu bu gruptandır.
% 10-20 vakada ise hipertansiyon nedeni bellidir. En sık görülen hipertansiyon sebepleri şunlardır:
1. Çeşitli böbrek hastalıkları:
– Nefritler
– Diyabetik nefropati
– Böbrek kistleri
– Böbrek tümörleri
– Böbrek arterindeki tek veya çift taraflı daralmalar
2. Hormonal nedenler
– Cushing hastalığı
– Feokromasitoma
– Hepirtiroidi)
3. Kalp ve damar arızaları
– Aort atardamarında daralma (aort koarktasyonu)
– Aort yetersizliği
– Tam kalp blokları
– Arteryovenöz fistüller
4. Gebelik
5. Merkezî sinir sistemi hastalıkları
6. Bazı ilaçlar
– Doğum kontrolü hapları
– Ostrojenler.
Hipertansiyonlar arter basıncının yüksekliğine göre de uçe ayrılır:
a) Hafif hipertansiyon (minimal basınç 90 ile 104 mm Hg arasında)
b) Orta şiddette hipertansiyon (minimal basınç 105 ile 120 mm Hg arasında)
c) Şiddetli hipertansiyon (minimal basınç 120 mm Hg ve üzerinde)
Arter basıncı, yatar durumda bir süre (en az beş dakika) dinlendikten sonra ölçülmelidir. İlk ölçüldüğünde yüksek bulunan basınç bir süre sonra daha düşük düzeylere inebilir. İlk ölçülen sayılar kabul edilmemelidir. Fakat arter basıncı basit heyecanla inip çıkan veHabilite gösterenlerde ilerde sürekli yüksek kalabilir.
Hipertansiyonların bir kısmı hemen acil tedaviyi gerektirebilir. Özellikle glomerülonefritler ve gebelik sırasında ve feokromositomda maksimal arter basıncı 240 mm Hg üzerine çıkabilir. Bu şekildeki hipertansiyon krizlerinde hastada baş ağrısı, kusma, görme bozukluğu, dalgınlık, kol ve bacaklarda istemsiz hareketler olabilir. Derhal müdahale edilmesi gereklidir. Bazı tansiyon düşürücü ilaçların uzun süre kullanılmasından sonra birden kesilmelerinde de böyle anî krizler olabilir.
Hipertansiyonda bütün vücuttaki atardamarlarda ve buna bağlı olarak beyin, gözler, böbrek ve kalp gibi organlarda bozukluklar meydana gelir. Bu değişiklikler arter basıncının yüksekliği ve süresiyle ilgilidir. Yani kan basıntı ne kadar uzun süre tedavi edilmezse o kadar vücuda zarar verir.
Hipertansiyon beyindeki damarları bozarak felçlere, gözlerde körlüğe, böbreklerde nefroskleroza yol açarken kalpteki önemli etkisi koroner arter hastalığı ve kalp yetersizliğidir. U-zun süreli yüksek basınç karşısında çalışan kalp adalesinde giderek kalınlaşma ve sonunda yetersizlik ortaya çıkar.
Yapılan çalışmalara göre koroner arter hastalığının en önemli nedeni hipertansiyondur.
Hipertansiyon erkenden teşhis edilir ve tedavi edilmeye başlanırsa bu komplikasyonlar daha geç ortaya çıkmaktadır. Hipertansiyon genellikle tesadüfî muayene sırasında ortaya çıkar. Hastaların çoğu uzun süre arter basıncı yüksek olmalarına karşın bir şey hissetmeyebilirler veya belirli belirsiz şikâyetleri vardır, bunları önemsemezler. Hipertansiyonda en sık görülen belirtiler; baş ağrısı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, nefes darlığı, kulaklarda uğultu ve çınlamadır.
Bu şikâyetleri olan hasta bir hekime müracaatında kolaylıkla kan basıncının yüksekliği ortaya çıkar. Ayrıca yapılan diğer tetkiklerle hipertansiyona bağlı organ bozukluğu olup olmadığı araştırılmalıdır.
Hipertansiyon tespit edilen bir hastanın hangi ilaçtan daha çok faydalanabileceği hekim tarafından tespit edilmelidir. Gelişi güzel eczaneden alınan veya bir başkasının ilacını kullanmak zararlı olabilir. Ancak kan basıncı yüksek olan hastalar alacakları bazı önlemlerle tedaviye yardım edebilirler. Hatta tedavinin başarısı hastaların alacakları önlemlere bağlıdır.Hipertansiyon psişik faktörlerle yakından ilgilidir. Bu nedenle bu hastaların çok sinirlenmemeleri, emosyonel streslerden uzak kalmaları gerekir.
Diyetteki tuz kısıtlanmalıdır. Kalori miktarı düşürülmelidir. Şişman hastalar zayıflamalıdır.
Günlük hafif egzersizler yapılmalıdır. Egzersiz kan basıncının düşmesni kolaylaştırır. Hastalar ilaçlarını çok muntazam kullanmalıdırlar. Gelişigüzel arter basıncını ölçtürerek basınç yüksek olduğunda ilaç kullanmak sakıncalıdır. Arter basıncının anî iniş çıkışlarına neden olacağı için hastaya daha çok zarar verir.
Hipertansiyonu mevcut hastaların bu tedbirler yanında muntazam olarak belirli zamanlarda evde bir yakını tarafından arter basınçlarını kontrol ettirmeleri tedavinin etkinliğini artırır.