tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Hareket Kaybı

Felç geçiren hastaların yüzde 75’inden fazlasında hareket kaybı görülür.

Hare­ket kaybının üç ana özelliği vardır:

(1) Vücudun duruşunu ve dengesini düzen­leyen mekanizmalarda bozukluk.

(2) Beyinde lezyonun bulunduğu yarıküre­nin karşısındaki yarıkürenin denetlediği istemli hareketlerde kayıp.

(3) Kas ger­ginliği ve reflekslerde bozukluklar.

Felcin başlangıcındaki hareket kay­bının ağırlığı her zaman iyileşme hızıyla doğru orantılı değildir. Örneğin felçten sonraki haftalarda önemli iyileşme gö­rülen ağır felç olguları bildirilmiştir. Felcin ortaya çıkması ve tedaviye baş­lanması arasında geçen süre hastalığın gidişinde belirleyici rol oynar.

Felçten sonraki 15 gün içinde elini istemli bir biçimde hareket ettirebilen hastalarda, kolun işlevlerini yeniden ka­zanma olasılığı daha yüksektir. Felç başlangıcından bir ay sonrasına değin hiçbir gelişme elde edilememişse bu, hastalığın olumsuz bir gidiş göstereceği­ni belirtir.

Dördüncü hafta sonuna değin hiçbir iyileşme görülmeyen hastalardan yalnız­ca yüzde 15’i daha sonraki aylarda yürü­me yeteneğini yeniden kazanabilmekte­dir. Kaybedilen hareket yeteneğinin kendiliğinden kazanılması felçten sonra­ki sekiz hafta içinde gerçekleşir. Bu dö­nem sonunda hastaların yalnızca yüzde 12’si yürüyebilir ve yüzde 28’i günlük etkinliklerine geri dönebilir. İlk altı ay sonrasında ise vücut becerilerini yeni­den kazanma olasılığı çok düşüktür.

Felçten hemen sonra, etkilenen or­ganlar gevşek ve reflekssizdir. Kas ger­ginliği ve refleksler felci izleyen 48 saat içinde giderek artar ve sonunda bu or­ganlarda spastik kasılmalar ortaya çı­kar. Ama kas gerginliğinin felçten 2-3 hafta sonra bile artmadığı olgular da vardır.

Spastik kasılmanın derecesi has­tadan hastaya değişir; kasılma, yerçeki­mi kuvvetine karşı koyan kaslarda daha belirgindir. Kas sertliği belirdiğinde hastanın kol ve bacakları kaybedilen ha­reketlerin yeniden kazanılmasını engel­leyen bir biçimde durmaya başlar. Bu hatalı duruş biçimleri arasında omzun yukarı ve arkaya kayması, dirseğin, bi­leğin ve parmakların içe kıvrılması, ko­lun içe doğru dönmesi, kalçanın yukarı ve geriye çekilmesi, dizin gerilip içe dönmesi ve ayağın tabanına doğru bü­külmesi sayılabilir. Baş ve gövdenin de kasılmadan etkilenmesiyle baş felçli omza doğru eğrilir ve gövde felçli yana doğru bükülür.

Spastik kasılmalar uygun bir fizyo­terapiyle gevşetilebilse bile bazı olgu­larda büyük sorunlar yaratır. Bu olgu­larda ilaç tedavisine geçilebilir. İlaç te­davisi bazı olgularda yararlı olmakla birlikte genelde çok başarılı sonuçlar vermez. Ayrıca ilaç tedavisinin yan et­kisi olarak zihin bulanıklığı ve karaci­ğer bozukluğu görülebilir.

Felcin Yol Açtığı Bozukluklara Uyum Sağlama

Felç  önceden sapasağlam olan bir kişide yeni ve bozuk bir vücut yapısına yol açar. Hasta ayrıca örneğin cinsei işlevler gibi günlük yaşamda belirli bir değe­ri olan birçok işlevini yitirmiş olabilir. Hastadaki bu kayıp duygusu isyan, bu­naltı ve çöküntüye yol açabilir.

İsyan, bir kayba karşı gelişen doğal bir tepki­dir.

Bu tepkinin çeşitli evreleri belirlenmiştir: Ret, öfke, uzlaşma girişimleri, depresyon ve teslim olma. Doğal olarak her hastanın bu evrelerden geçmesi beklenemeyeceği gibi bazı hastalar üç evreyi bir arada yaşayabilirler. Beynin­de lezyon bulunan hastalarda zihinsel işlevler de etkilendiğinden, duygusal sorunları değerlendirmek genellikle güçtür. Ayrıca felcin kişinin yaşamında bir felaket olduğu düşünülürse, isyan daha da iyi anlaşılır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular