Göz
İnsanın en önemli duyu organı sayılan gözler, görme fonksiyonunun dış dünyaya açılan penceresi gibidir. Bir fotoğraf makinası gibi çalışarak çevreden aldığı izlenimleri göz siniri ile beyne ileterek uzayı ve cisimleri üc “boyutlu ve renkli olarak görmeyi ” sağlarlar.Göz yuvarlağı yaklaşık 2,5 cm. çapında, küre şeklinde bir organdır, üzerine yapışık, dört tane düz, iki tane de eğik kas yardımıyla orbita denilen göz çukurunun içinde her yöne hareket edebilir. Göz küresinin dış tabakası sert bağ dokusundan oluşmuştur ve arkada beyaz opak sert tabaka (sklera), önde ise saydam tabaka (kornea) adını alır. Korneanın eğriliği, skleranındakinden fazla olduğundan biraz çıkıntılıdır. Gözün orta tabakası olan damar tabaka arkada koroid veya uvea adını alır. Damar tabaka önde kirpiksi eisim (kerpus silyare) ve iris şeklinde değişmeye uğrar. Gözümüzün rengini meydana getiren bu renkli iris tabakasının ortasında siyah olarak görülen delik yani gözbebeği tıp dilinde pupilla adını alır. Onun arkasında ise göz merceği (lens) bulunmaktadır. Lens, içinde kas lifleri bulunan kirpiksi cisme aşıcı bağlarla bağlıdır. Lensin önünde bulunan bölge ön kamara, arkası ise arka kamara adını alır ve içlerinde bir sıvı bulunur. Gözün iç tabakası ağ tabaka, görme sinirinin bir uzantısı şeklinde olup retina adını alır. Retinanın iç yüzünde iki önemli yapı vardır. Birincisi göz sinirinin göze girdiği 1,5 mm. çapındaki dairesel alandır ki papilla adını alır.
Papilla soluk pembe reküdir ve burada görme izlenimini alan hücre bulunmadığından bu noktada görüntü teşekkül* etmez. Bu nedenle retinanın bu bölümüne kör nokta denir. Tıp dilinde kör noktaya skotum adı verilir. İkincisi,tam arka kutupta sarı nokta veya sarı leke (makula lutea) ise görmenin en keskin olduğu 2-3 mm. yatay ve 1-1,5 mm. dikey eksenli bir alandır. Retinanın ic yüzü göz küresinin içini dolduran jöle kıvamında camsı cisim (korpus vitreum)’e yaslanmıştır. Retinada koni ve basil adını alan, ışığa duyarlı iki çeşit algılayıcı hücreler (reseptör) vardır. Bu hücreler ışıkla kinyasal clcrak değişebilen pigmentleri içerirler. Küçük çubuk biçiminde olan ve basiller denen hücreler karanlıkta görmeyi sağlarlar. Konik şekilde olan hücreler ise yalnız mavi, kırmızı, yeşil renklere duyarlı olduklarından beyin hücrelerinden gelen farklı uyarılardan fcir renk izlenimini oluşturarak renkli görmemizi sağlarlar. İki gözle birlikte bakmamız (binokular görme) sayesindedir ki dünyayı üç boyutlu yani stereoskopik görürüz. Böylece iki göze ait kör noktalar kompoze edilmekte ve derinlik hissi alınabilmektedir. Toz hastalıklarının teşhisi için birçok araçlar kullanılmaktadır. Oftalmometre denilen araçla kornea eksenlerinin kırıcılık dereceleri diyoptri cinsinden ölçülür. Ortası delik düz bir ayna ile hastanın yanından gelen ışık demeti tam karşıdan hastanın gözüne yöneltilir ve aynanın ortasındaki delikten göz incelenir. Skiyaskopi denilen yöntemle gözün kırılma kusurları, oftalmoskop denen araçla göz dibi muayeneleri yapılır, toncmetre denen araçla göziçi basıncı, perimetre denen araçla da .görme alanı ölçülür.