Doğum Kontrolü
Gebeliği önleyici haplar reçeteyle satılmalıdır ve özenli bir genel ve jinekolojik muayene sonucu önerilebilir. İç salgı sistemini etkilediğinden çeşitli nedenlerle ergenlik çağında ve kırk yaşın üstündekiler için uygun değildir.
DOĞUM KONTROL HAPI
Kuşkusuz üzerinde en çok tartışılan doğum kontrol yöntemidir. Etkisi kanıtlanmış olsa da, kırk yaşlarında elde edilen sonuçlar ve uzun süreli kullanımın yol açtığı durumlar açısından bazı belirsizlikler vardır. Bu yöntemde doğum kontrolü için, östrojen ve progesteron İle aynı etkileri gösteren ve ağızdan alınabilen yapay dişi eşey hormonlarından yararlanılır. Piyasadaki hapların büyük bir bölümü, bir progesteron türevi ile az miktarda yapay östrojen içerir.
DOĞUM KONTROL HAPLARI NASIL KULLANILIR?
Haplar, çevrimin 5. gününden başlayarak, yumurtalıkta bu çevrimde olgunlaşacak olan yumurtayı çevreleyen folikül etkinleşmeden Önce, 24. güne kadar aralıksız alınır. Hapların bırakılmasından iki gün sonra âdet kanamasına benzeyen bir kanama olur. Bu kanama sırasında dölyatağmda hormonların etkinliği nedeniyle ortaya çıkan tipik değişiklikler görülmez. Bir sonraki çevrimin bitiminden 5 gün sonra haplara yeniden başlanır. Kanamanın başlaması ya da bitmesinin bununla bir ilgisi yoktur; kanama sürse bile 5. günde haplara yeniden başlamak gerekir.
Hormonları almanın değişik yolları vardır:
• Çift evreli: 20-21 günlük tedavi iki evreye ayrılmıştır. Birinci evrede (10-11 gün) yalnız östrojen, ikinci evrede (10-11 gün) östrojen ve progesteron alınır. Önceleri bu hapların içerdiği hormon dozları oldukça yüksekti ve yumurtlamayı önleyici etkileri yalnızca östrojene bağlıydı. Bu yöntemin tek avantajı, doğal hormon değişikliklerine benzer olması ve haplar bırakıldıktan sonra hipofizin uzun süre durmamasıdır. Daha sonra, tek evreli, yalnız progesteron türevlerinin kullanıldığı haplar geliştirildiyse de, fizyolojik yapıyla uyumsuzluğu nedeniyle araştırmalar sürdürülerek daha düşük dozlu etkin östrojen türevleri bulundu ve çift evreli haplara dönüldü.
• Devamlı (tek evreli): Öncekinin tersine, iki hormon türevi 20-21 gün boyunca birlikte alınır. Etki mekanizması – Hap genellikle yumurtlamayı önleyerek, gebeliğin gerçekleşmesini olanaksız kılar. Bazı araştırmalar, doğum kontrol haplarının alınmasının doğurganlığın en Önemli öğeleri üzerinde yol açtığı değişiklikleri ortaya koymuştur. Buna göre, dölyatağı boynunun mukozası spermlerin geçişine görece dayanıklı hale gelir, dölyatağı mukozasında hap alındığı sürece yumurtanın yerleşimini kolaylaştıran normal değişimler görülmez. Sonuçta spermlerin dölyatağına girişi ve döllenme zorlaşır. Hapın etkisi çok yüksektir. Başarısızlık oram yüzde l’dir; bu sonucu elde etmek için, hapm bir gün bile unutulmaması gerekir. Zararsızlık – Doğum kontrol haplarıyla ilgili en önemli sorun zararsızlıktır. Haplar bırakıldıktan sonra, yumurtalıkların birkaç gün içinde eski etkinliğini kazandığı, hatta, ilk birkaç çevrimde etkinliğin arttığı kesinleşmiştir. Bu durum daha çok çift evreli haplar için geçerlidir. Uzun zaman sonra ortaya çıkan etkiler söz konusu olduğunda, bazı hapların cinsel organ tümörlerine yol açabileceği açıklanmıştır. Bazı bilim adamları, damar tıkanması tehlikesini ileri sürerse de, bu durum önceden risk grubunda olanlar için geçerlidir. Dolayısıyla doğum kontrol haplarının önceden emboli (tıkanma) ya da flebit (toplardamar iltihabı) geçirenlerce kullanılmaması gerekir.
Ayrıca östrojen ve progesteron türevleri uzun süre kullanıldığında, atardamar basıncının, kan yağları düzeyinin, kan şeker düzeyinin, tiroit ve karaciğer işlevlerinin, nörolojik ve psikolojik dengenin olumsuz etkilendiği ve bazı jinekolojik bozuklukların ortaya çıktığı görülmüştür.
Bu yüzden, kalp hastalığı ya da yüksek tansiyonu olan, ailesinde yüksek tansiyon öyküsü bulunan, kan yağları düzeyi yüksek olan, şeker hastası ya da şeker hastalığına eğilimi olan, tiroit işlev bozukluğu, karaciğer rahatsızlığı olan, geçmişte sarılık ya da karaciğer hastalığı geçirmiş, psikiyatrik rahatsızlığı olan, dölyatağmda fibrom ya da miyom gibi iyi huylu bir tümör ya da kronik dölyatağı boynu lezyonu olan, fibrokistik meme hastalığı olan ya da meme ameliyatı geçirmiş kadınlara hap kullanması önerilmemelidir.
ABD’de ilaçların denetiminden sorumlu olan Gıda ve İlaç Dairesi’nin belirlemesine göre, yukarıda belirtilen sakıncalar dışında, doğum kontrol hapları herhangi bir tehlike söz konusu olmadan en az 4 yıl boyunca kullanılabilir.
Sonuçta, östrojen ve progesteron türevlerinden oluşan haplar 6-7 yıldan fazla kullanıldığında vücutta alışkanlık yaratabilir. Bunun sonucunda, normal üreme işlevi hap kullanıldığı süre içinde de yeniden başlayabilir.
Doğum kontrol haplarında yaş sınırı
Çeşitli nedenlerden ötürü doğum kontrol haplarının ergenlikte ve 35 yaşından sonra kullanılması Önerilmez.
16 yaşın altı. Bu yaşta hap, aylık çevrimi düzenleyen ve henüz iyice düzene girmemiş olan mekanizmada dengesizliklere yol açabilir. Aynca dölyatağının içini döşeyen zarda (endometrium) atrofiye de (doku gerilemesi) neden olabilir. Bu yaşta kesinlikle hap kullanılmaması gereken durumlar şunlardır: Âdet çevriminin 35 günden uzun sürmesi (oligomenore), âdet kanamasının az olması (hipomenore), cinsel organların gelişmemesi. Hap kullanılıyorsa, en az 0,05 mg östrojen içerenler seçilmelidir.
35 yaşın üstü. Haptaki östrojene bağlı olarak tromboemboli (damarda pıhtı tıkacı) tehlikesi oldukça yüksektir. Bu yaşta kesinlikle hap kullanılmaması gereken durumlar şunlardır: Sigara alışkanlığı, aşırı şişmanlık, yüksek tansiyon. Hap kullanılacaksa, 0,03 mg östrojen içerenler yeğlenmelidir.