Böbrek Nakli Sonrası Diyet ve Gerekli Önlemler
Böbrek Nakli Sonrası Diyet:
Nakledilen böbreğin iyi çalışması durumunda, hastanın çok katı beslenme kurallarına uyması gerekmez. Ama nakilden sonraki ilk aylarda fazla kalori almamak, metabolizma bozukluğunun ve steroit kullanımına bağlı iştah artışının kan şekeri yüksekliğine, şişmanlığa ve kan lipit düzeyi bozukluğuna yol açmasını engellemek açısından yararlıdır.
Bu yan etkiler özellikle iştah artışında psikolojik etkenlerin de rol oynadığı çocuklarda şiddetli olabilir. Komplikasyonların görüldüğü bazı ender olgularda sıkı bir diyet uygulamak gerekebilir.
Böbrek Nakli Sonrası Alınacak Önlemler:
Böbrek nakli uygulanan hastaların sigara içmemesi, uyuşturucu kullanmaması ve düzenli yaşaması gerekir. Çöküntülü hastalıklara yakalanma tehlikesine karşın, çocuklar okula gitmeli ve toplumsal etkinliklere katılmalıdırlar. Diş tedavisi için yerel anestezi altında ve olabildiğince adrenalin kullanmadan küçük girişimlerde bulunulabilir. Ama bu tür girişimlerin 2-3 gün öncesinde ve sonrasında koruyucu antibiyotik tedavi yapılmalıdır.
Basit bile görünse her türlü enfeksiyon karşısında çok dikkatli davranılması, ateş yükselmesi 1-2 günden fazla sürerse her türlü önleme başvurulmalıdır. Ateş düşürücü ilaçlar ancak vücut sıcaklığı 38,5 DC’yi aştığında kullanılmalıdır. Asetİlsalisilik asit (aspirin) ateş düşürücü olarak kullanılmamalıdır, çünkü steroitlerle birlikte gastrit yapıcı etkisi artar.
Antibiyotikler böbrekte toksik etki yaratabildiği, siklosporin metabolizmasını bozabildiği ve böbrek işlevlerine göre titizlikle ayarlanmış dozlar verilmesi gerektiği için büyük dikkat gerektirir. Bu nedenle antibiyotik tedavisi nakil merkezi hekimlerince uygulanmalıdır.
Öbür ilaçlardan birçoğu da siklesporin metabolizmasını etkileyebilir ya da böbrekte toksik etki yaratmasını kolaylaştırabilir. Ama birçok İlacın siklosporinle nasıl etkileşime girdiği henüz bilinmemektedir.
Böbrek nakli yapılmış hastalarda aşılara da dikkat edilmelidir. Aşılar çok tehlikeli olabilen bazı enfeksiyonların ortaya çıkmasını engeller. Ama aşının bağışıklık sistemini uyarması var olan dengeyi bozarak nakledilmiş organa da yönelebilecek bir bağışıklık tepkisi yaratabilir; gene aşıya bağlı olarak ortaya çıkan antijen-antikor kompleksleri böbreklerdeki kılcal damar yumaklarında (glomerül) çökerek glomerülonefritel neden olabilir.
Bu alandaki deneylerini çok kısıtlı olmasına karşın, aşılardan kaçınılması ve enfeksiyon riskinin yüksek olduğu durumlarda özgül immünoglobülinlerle tedavi uygulanması gerektiği savunulmaktadır.