Bağışıklık
Bağışıklık Nedir?
İnsanlar çok eskiden beri bazı hastalıklara yakalanan kişilerin iyileştikten sonra bir daha o hastalığa yakalanmadığını bilirler. Enfeksiyon hastalıklarına karşı organizmada birtakım koruyucu cisimlerin yani antikorların meydana geldiği düşünülmüştür.
Vücudumuzun tümüyle oluşturduğu bu direnci tanımlamak için de bağışıklık veya immünite deyimleri kullanılmıştır. Bu gözlemler deney hayvanlarında da yapılmış, daha sonra hastalıklara karşı aktif bağışıklık kazanmak için aşılar, pasif bağışıklık için de serumlar elde edilmiş ve başarıyla kullanılmıştır.Bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık iki türlü sağlanır. Ya o hastalıklara karşı bağışıklık cisimlerini vücudun içinde oluşturmak, yani aktif bağışıklık sağlamak için aşı yapılır, ya da, yine o hastalığa karşı hayvanlarda veya insanlarda meydana getirilmiş olan bağışıklık cisimleri insana aktarılır. Bu şekilde aşı veya serum enjekteederek bağışıklık sağlamaya da pasif denir.
Bağışıklık sistemi Nedir?
Lenf sistemi olarak da bilinen bağışıklık sistemi, bedeni enfeksiyon ve hastalıktan koruyan karmaşık bir sistemdir. Dokuları yıkamak ve beslemek için kan dolaşımından atılan sıvıyı hücrelerin arasındaki boşluklardan toplar ve boşaltır. Sıvı, kan dolaşımına dönene kadar lenf kılcal damarlara gider ve sistemden geçer. Savunma düzenekleri (dalak, timus bezi, burun delikleri ve lenf düğümleri) bedenin önemli bölgelerine yerleştirilmiştir ve faklı işlevleri vardır.
Lenf sıvısı kana benzer ancak kırmızı hücreleri yoktur. Beyin ve kalp dışındaki bütün beden dokuları lenf tarafından yıkanır. Lenf beden içinde kan gibi dolaşır ancak merkezi bir pompalama düzeneği yoktur. Bunun yerine sıvı, lenf damarlarının kas hareketleriyle ileri itilir ve hareket sırasında ayrıca bedenin iskelet kaslarıyla sıkılır.
Lenf boyunca lökosit (beyaz hücre) içeren fasulye biçiminde düğümler bulunur. Bir lökosit türü olan lenfositler, yabancı maddeleri (antijen) tanır ve antikorları (immuno globulinler) üretir; bu da başka bir lökosit türü olan ve istilacıları hapsedip yok eden fagositleri harekete geçirir. Düğümler bazı alanlarda (boyun, koltukaltları, kasık ve akciğerlerle karaciğer çevresindeki daha derin dokuda) yoğunlaşmıştır.
Beden bir bakteriyel enfeksiyonla mücadele ederken lenf düğümleri şişer. Boyun, koltuk altı ve kasıktaki şişmiş bezler, bedeninizin bir enfeksiyonla mücadele ettiğinin en açık işaretleridir. Bağışıklık sağlamak için, antikorlar da beden içinde dolaştırılmak üzere kana geçirilir.
Bebekler biraz doğal bağışıklığa sahiptir. Bu, anne sütünde bulunan antikor ve diğer maddelerle artırılabilir. Bu nedenle sağlık çalışanları, bebeklerin anne sütüyle beslenmesini önermektedirler. Çocukluk süresince birçok enfeksiyonla temasınız olur ve bunlar, bedeninizin bağışıklık sistemini tepki göstermesi için uyararak ileriki yaşlarda belirli hastalıklara karşı bağışıklık sağlar.
Kimi enfeksiyonlarda bağışıklık ömür boyu sürer; diğerlerine dayanıklılık yalnızca kısa vadelidir. Bu nedenle, belirli durumlarda, çocuk ve yetişkinlere hastalığa neden olan organizmanın değiştirilmiş bir türünden oluşan aşı ya da bağışıklık sağlayıcı verilerek, bağışıklık sistemleri güçlendirilir.
Uygulanacak aşı, o anda neyin gerekli ve güvenli olduğunun düşünüldüğüne bağlıdır. Özellikle erken yaşlarda en sık uygulananlar kızamık, öksürük, tetanus, çocuk felci, kızamıkçık, kabakulak, difteri ve şimdilerde hemo
filus (gram negatif bir bakteri) ve menenjit C aşılarıdır. Bulaşıcı hastalık riskinin olduğu yerlere giden kişiler de, bedenin koruyucu antikor üretmesi için uyarılması amacıyla bağışık kılınmaktadır.
Virüs ve bakteriler bedene çeşitli yollardan girebilir. Belirgin giriş noktalarmda (üst solunum yolundaki ağız ve burun gibi) istilacılarla savaşmak için lenf dokuları bulunur. Ancak, kimi hastalıklar bir virüsün değişik türlerinden kaynaklandığından, her enfeksiyona karşı koymak için gereken tam bağışıklığa sahip olamazsınız. Soğuk algınlığı bunun en iyi örneğidir.
Yetişkinler olarak, bağışıklık sistemimizin etkili çalışması stres ve bitkinlikten ciddi biçimde etkilenebilir. Bağışıklık sistemi hücreleri, özellikle HIV/AIDS’deki gibi bir virüsün saldırısına uğradığında ya da romatizmaya bağlı artritte (eklem iltihabı) olduğu gibi, bağışıklık sistemi ters bir davranışla beden dokularına saldırdığında, bağışıklık sistemi rahatsızlıkları meydana gelebilir.
Lenf dolaşimi
Beden içinde 1 ila 2 litre lenf dolaşır ve görevi yabancı maddeleri belirleyip yok etmek olan akyuvarları taşır. Boşaltma kanalı, yabancı maddelerle dolu sıvıyı kalbin üzerindeki toplardamarlara geri götürür .
Lenf düğümleri
Düğümler, lenf sıvısını trabekül denen bir doku ağı üzerinden süzen akyuvar konsantrasyonlarıdır. Düğümler, yakınlarındaki alanları boşaltır (örneğin, koltukaltındaki düğümler kolları, memeleri ve üst karın duvarlarını boşaltır)
T HÜCRESİ LENFOSİTLERİ
T hücreleri denen belirli lenfositler bağışıklık sisteminin savaşan güçleridir. Bunlar antikor üretmez ancak B hücreleriyle histiositleri (makrofajlar) uyarırlar. Kimi T hücreleri öldürücüyken diğerleri yardımcı; baskıcı ya da bellek yardımcılarıdır. Bellek T hücreleri düzenleyici işlevi görür; istilacıları “anımsar” ve bedenin kendi hücrelerinin tehdit altında olmamasını sağlar. T hücreleri kemik iliğinden gelir ve lenf düğümlerindeki antijenlere tepki olarak çoğalırlar
B HÜCRESİ LENFOSİTLERİ
B hücreleri, istilacı bir mikroorganizmaya karşı antikorlar üretilirken, “birincil bağışıklık tepkisinden” sorumludur. Üretilen antikorlar daha sonra beden içinde kan ve lenflerle dolaştırılarak, antijenlere yapıştıkları ve T hücrelerinin yardımıyla onları yok ettikleri enfeksiyon bölgelerine taşınırlar. Beden, her birinin belirli bir görevi olan neredeyse sınırsız sayıda antikor üretebilir.
DERİNİN TEPKİSİ
Deri, bağışıklık sisteminin ilk savunma hattıdır. Deri yüzeyini yaran antijenler, kandaki bir tür akyuvar olan fagositlerce karşılanır ve “yenir”. Fagositler, bir tür beyaz kan hücresi olup, istilacıyı tanıması için lenfteki T ve B hücrelerini etkinleştirir.