Antibiotikler
Antibiotikler
Bazr mantarların canlılıklarını sürdürmek için salgıladıkları ve çevrelerindeki başka mikroorganizmaların yaşamasını engelleyen maddelere genel olarak antibiotik denir.
Alexander Fleming tarafından 1928’de Pe-nicillium notatum adındaki bir peynir küfünden elde edilen ve Penisilin adı verilerek üretilen ilk antibiotikten sonra, 1935’de Domagk tarafından sulfonamidler ve daha sonraları birçok ve çeşitli antibiotik bulunmuştur. Hastalık yapan mikroplara karşı etkili bu biyolojik maddelerin Yapılarını inceleyerek formüllerini bulan kimyagerler onları sentetik olarak bol miktarda üretmeyi ve tedavi alanına sokmayı başarmışlardır.
Antibiotikler, bakterileri çeşitli yollardan (Tasara uğratıp zayıflattıktan sonra ya üremelerini durdurmak suretiyle etkisiz kılarlar {bakteriostatik tesir) veya onları tamamen öldürerek (bakterisid tesir) ortadan taMmrtar. Antibiotiklerin etkiledikleri mikroorganizmaların az veya çek çeşitli oluşlarına göre değişen etki alanları yani spekırumtarı vardır. Antibakteriyel spektrum, herhangi bir antibiotiğin tesir ettiği mikropların sınıflarını ve cinslerini göstermek için kullanılan ve ilaç açıklamalarında, yani prospektüslerinde yer alan bir terimdir.
Mkroskop altında, boyanarak teşhis edilmeye çalışılan mikroplar, Gram boyası ile boyanan ve boyanmayanlar olarak veya daha başka özellikleri ile çeşitli sınıflara ayrılmışlardır: Geniş spektrumlu antibiotik. Gram ( + ) veya Gram (-) birçok mikroba tesir edip onların gelişmesini durduran veya tamamen yok eden geniş etkili ilaç an-gelmektedir. Mikroorganizmalar da bizim onları yok etmek üzere kullandığımız antibiotiklere karşı direnç kazanırlar veya salgıladıkları fermentlerle antibiotiği etkisiz kılabilirler. Örneğin Penisiline karşı penisilinaze diye isimlendirilen fermenti salgılayarak yaşamlarını sürdüren mikrop nesilleri türemiştir.
Antibiotiklerin en önemli yan etkileri,diğer ilaçlarda olduğu gibi aşırı duyarlık nedeni ile meydana gelen alerji ve anaflaktik şoktur. Ayrıca barsaklarımızda mevcut zararsız bakterileri yani barsak florasını öldürdüklerinden buradaki mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulmasına bağlı olarak ishale ve vitamin eksikliğine sebep olabilirler. Devamlı ve yüksek dozda kullanılan antibiotik, azot birikimi ve idrar tutukluğu sonucu böbrek yetmezliğine ve üremiye yol açabilir. Antibiotikler ağızdan verilebildiği gibi/doğrudan damara veya kalça adalesine şırınga edilebilirler. Kana geçtikten sonra birkaç saat içinde vücuttan atıldığı için ilaçların belirli aralıklarla devamlı alınması gerekmektedir. Mide asidi ile bozulmayacak antibiotikler ağızdan verilebilir. Ayrıca deri hastalıklarında lokal olarak pomat veya toz halinde kullanılır.