tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Kanserde Ağrı Nedenleri

Kanserde görülen ağrıların başlıca dört nedeni vardır. Doğrudan tümörle ilgili ağrılar yüzde 70’i, uygulanan tedavile­rin sonucunda ortaya çıkan ağrılar yüz­de 20’yi, hastalıktan bağımsız ağrılar ise yüzde 10’u bulur.

Ayrıca bazı hasta­larda “iyi huylu” önemsiz hastalıkların da ağrıya yol açabileceği ve her şeyin kansere bağlanmaması gerektiği akılda tutulmalıdır. Tümöre bağlı ağrının sıklı­ğını değerlendirmek daha zordur. Uzun süre yatakta kalmak yaraların açılması­na yol açabilir; kabızlık ya da idrar ke­sesine sonda konması nedeniyle de ağrı ortaya çıkabilir.

Kanserli hastalardaki başlıca ağrılar, kemik ya da sinir dokularının baskısına ya da tümör yayılmasına bağlıdır. Sık rastlanan bir başka ağrı nedeni de iç or­ganların ya da yumuşak dokuların etkilenmesidir.
İster kemikten kaynaklansın, isterse kemiğe sıçramış olsun, kemik dokusun­daki yayılmaya bağlı olarak ortaya çı­kan ağrı, hastalığın bir başlangıç belirti­si olabileceği gibi sıçrama (metastaz) eğilimini de gösterebilir.

Birinci duru­ma yaygın (multipl) miyelom (kötü huylu kemik iliği tümörü) ikinci duru­ma meme kanseri örnek gösterilebilir. Ağrılar etkilenen bölgeye göre değiş­mekle birlikte, çoğunlukla sabit, kunt ve gittikçe yoğunlaşan bir özellik göste­rir.

Sinirsel yapıların etkilenmesine bağ­lı ağrılar, bu yapılann özelliğine göre değişir. Kanser hastalığında sıklık bakı­mından ikinci sırayı alan bu tip ağrılar ani ya da yavaş olarak başlayabilir. Bir sinir kökünün ya da sinirin ani basıya uğraması, bir omurun çökmesinde oldu­ğu gibi sinirin ya da sinir kökünün izle­diği yol boyunca yayılan akut ağrıya yol açar. Ağrıyla birlikte kemik-kiriş reflekslerinde ve duyarlılıkta azalma ile felç ortaya çıkabilir.

Bir sinirsel yapıda gittikçe artan bas­kı ya da yayılma, çoğunlukla sürekli iğ­ne batması, elektrik çarpması hissi ve­ren ağrıların ortaya çıkmasına yol açar. Bunların en önemli özelliği geceleri art­malarıdır.

Nörolojik komplikasyonlardan biri de hastanın yaşamını önemli ölçüde ak­satan bir ağrı kaynağı olan omurilikteki yayılmaya bağlı baskıdır. Bu durum başta akciğer ve meme kanserleriyle lenfomlar olmak üzere kanserli hastala­rın yüzde 5-7’sinde görülür. En sık omurga ve göğüs bölgeleri etkilenir. Ol­guların yüzde 70-90’ında görülen ağrı hemen her zaman öncül bir belirti olarak ortaya çıkar.

İç organlarla ilgili ağrıların yerleri ge­nellikle tam gösterilemez. Bunlar İlgili sinir kökünün dağıldığı deri bölgesinde hissedilir. Karaciğer ya da karın zarı ar­kasındaki bir kütlenin doğrudan karın za­rının dış katmanına doğru hızla yayılma­sı gibi durumlarda ağrının yeri daha ke­sin olarak belirlenebilir. Karaciğerle ilgili durumlarda ağrının daha da şiddetlenme­sinin bir başka nedeni de metastaz bölge­sinde kanamaların ortaya çıkmasıdır.

Bağırsak, safra ya da idrar yolları gi­bi içi boş organların kısmen ya da bütü­nüyle tıkanmasında ağrı, gelip geçici sancılar (kolik) biçiminde ya da sürekli kunt bir özellikle ortaya çıkar.

Bir başka özel ağrı biçimi de deri duyularındaki bozuklukla birlikte görülen ağrılardır (dizestezik ağrı). Bu durum çevrel sinirlerin, sinir düğümlerinin ya da köklerinin ya da omurilik bölümleri­nin etkilenmesi sonucunda ortaya çıkar.

Aynı biçimde herpes enfeksiyonunun ar­dından ve mastektomi (memenin alın­ması), boyunda radikal diseksiyon (bo­yunda tümör yayılma olasılığı bulunan bütün dokuların ve lenf bezlerinin çıka­rılması) ve göğüs ameliyatı gibi ameli­yatlardan sonra da deride duyu bozuk­lukları görülebilir.

Bunları öbür ağrılar­dan ayırt etmek önemlidir; çünkü narko­tiklere duyarlılıkları çok azdır. Ağrının doğrudan nedenlerinin yanı sıra farklı fi­ziksel nedenleri de vardır. Bunlar arasın­da kötü beslenme, karaciğer ve böbrek yetmezliği, kansızlık, kanda kalsiyum yükselmesi gibi metabolik bozukluklar, sinirsel, damarsal ya da zihinsel bozuk­luklar ve sıklıkla fırsatçı mikroorganiz­malara bağlı olarak gelişen enfeksiyon­lar sayılabilir.

Bütün bu koşullar hastanın çektiği acıyı daha da artırır. Hastanın çektiği bu büyük acıyı daha iyi tanımlamak için geliştirilen “tam ağrı” deyimi fizik­sel, ama aynı zamanda psikolojik ve toplumsal ağrıları da kapsayan geniş bir kavramdır. Bu kavramın göz ardı edilmesi ya da küçümsenmesi, kanser ağrılarıyla mücadelede başarı oranını önemli ölçüde düşürür.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular