Asit ve Asidoz
Asit ve Asidoz
Kanda asit maddelerin artışına asidoz denir. Vücut sularının özellikle kanın hidrojen iyonu (H+) düzeyi organizma tarafından sabit tutulmaktadır. Hidrojen iyonları konsantrasyonunun ifadesi olan (pH)’ nın 7,4 elması asit-baz dengesinin düzgün olduğunu gösterir Organizmada asit-baz dengesini sağlayan tampon sistemleri (bikarbonat ve karbondioksit) vardır ve bunlar solunum ve böbrek yoluyla kanın pH’ını sabit tutar.Kanda pH’ını 7,35’in altına inişine asidoz, 7.45’in üstüne çıkışına ise alkaloz denir. Seker hastalarında, kalp enfarktüsünde, böbrek yetersizliğinde, ishallerde ve bazı .jcçlar (asetazolamid, amonyum klorür, salisilat v.b.) alanlarda asidoz gelişebilir. Tedavi bikarbonat vermek suretiyle yapılır.
15-35 cm. uzunluğunda erkekli ve dişili olarak barsak boşluğunda bulunurlar ve ki-musle beslenerek 2 sene süre ile yaşarlar. Yumurtaları dışkı ile atılır ve nemli toprakta kısmen olgunlaşıp larva başka bir deyişle embriyon halini aldıktan sonra içtiğimiz su ve yediğimiz gıdalarla barsak-larımıza girer, Açılan yumurtalardan çıkan ufak kurtlar kan yoluyla karaciğere, kalbe, akciğere geçip dolaştıktan sonra gelişimini tamamlayarak barsağa gelip yerleşirler. Barsakta ağrılara, ileus denen barsak tıkanmalarına sebep olabilirler. Peritonit, apandisit ve kolesistit gibi komplikasyon-lar görülebilir. Askariasisten korunmak için çiğ ve yıkanmamış meyveler yenilmemeli, temizliğe özen gösterilmelidir. Teşhis, dışkıda görülen yumurtalarla yapılır. Tedavi için, antihelmintik denilen Combantrin, Vermox, Mintezol, Ketrax v.b. gibi ilaçlar kullanılır