Şeker
Şeker çoğunlukla en temel “düşmanımız” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu bilen gıda üreticileri ürünlerine dahil ettikleri “şeker” için glükoz, früktoz, laktoz, galaktoz, sakroz gibi terimleri kullanmaktadır. Birçok pakette, “şeker” ibaresi yer almamaktadır. Bu çabanın nedeni, şekere karşı duyulan güvensizliğin şekerli ürünlerin satışını olumsuz yönde etkilemesini önleme isteğidir.
Şekerin zararları nelerdir?
■ Şeker bağışıklık sistemimizi olumsuz bir şekilde etkiler. 1997 yılında yapılan bir çalışmaya göre, günde altı çay kaşığı şeker bile bağışıklık sistemimizi %25 oranında zayıflatır. Özellikle çocuklar için üretilen birçok yiyecek çok yüksek miktarlarda şeker içerdiğinden, çocukların sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratır.
■ Şekerli ürünler kandaki şeker oranında ani bir artışa neden olur. Örneğin bir doğum günü partisinden sonra ya da büyük bir şekerlemenin yenilmesinden sonra, çocuklarda hiperaktivite belirtileri görülebilir. Ancak kan şekerindeki bu ani artış, ani bir düşüşle son bulur. Sonuçta ağlama isteği, yorgunluk, sinirlilik hali, duygusal değişiklikler ve konsantrasyon eksikliği gibi belirtiler meydana gelir.
■ Şeker besin değerinden yoksundur, ancak kalori yönünden oldukça zengindir ve bu nedenle kilo yapar. Şeker diş minesine zarar verir ve çürüğe neden olur.
■ Şeker yönünden zengin gıdalarda (örneğin, kurabiyeler, çikolatalar, kekler, milföylü hamur işleri) doymuş yağ oranı oldukça yüksektir. Tüm bunlar fazla kilolara neden olur. Fazla kiloların neden olduğu en büyük sorun kalp krizi ve diyabettir.
■ Hepsinden de önemlisi, şekerle vücuda giren ekstra kaloriler vücuttaki vitamin ve mineralleri tehlikeye atar. Şeker yönünden zengin gıdalar yağ yönünden de zengin olur. Şekerli gıda maddeleri lif yönünden fakir kalır. Şeker tüketimi fazla olan çocuklar vitamin ve mineral eksikliği yaşama riski ile karşı karşıya kalabilir.
Günlük beslenme modelimize şöyle bir bakacak olursak, ihtiyacımız olandan daha fazla şeker tüketmekte olduğumuzu görürüz. Müslinize ya da yulaf ezmenize süt eklediğinizde şeker kullanmanıza gerek yoktur. Şeker çocuğunuzun beslenme planı içinde bulunan üç ya da dört temel gıda maddesinden birini oluşturuyorsa, bu çocuğunuzun gereğinden fazla şeker tükettiği anlamına gelir. Sağlıklı gibi görünen bazı gıdalar içerdiği yüksek şeker oranları nedeniyle birçok insanı şaşkına çevirmektedir. Örneğin kepekli ve yulaftı ezmeler kullanılarak hazırlanan bisküviler sağlıklı gibi görünse de, içeriklerindeki sekiz farklı nitelikteki şeker maddesi bu bisküvilerin aslında sanıldığı kadar da sağlıklı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla özellikle de sağlıklı olduğunu düşündüğünüz besin maddelerinin içeriklerini incelemeyi unutmayın.
Sağlıklı bir yaşam için yapabileceğiniz en güzel şey şekerli gıdalardan uzak durmak olacaktır. Çikolatalı kurabiyelerin şeker içermesi bizi şaşırtan bir bilgi değildir; bu nedenle kurabiye paketlerinin üzerinde aramanız gereken asıl bilgi, şeker oranının ne oranda azaltılmış olduğudur.
Doğal tatlandırıcıların kullanımına ilişkin önemli bilgiler
m Meyve suları ya da meyve suyu konsantreleri büyük oranda doğal tatlandırıcı içermektedir. Meyve suları gıda maddelerine tat vermek için kullanılabilir. Früktoz meyveden elde edilmiş bir çeşit şekerdir, bu nedenle meyve sularından daha yüksek oranda şeker içerir.
■ Doğal yollarla kurutulmuş meyvelerin püresi de sağlıklı bir tatlandırıcı çeşididir.
■ İsfendan ya da akça ağacının özü de doğal şeker içerir, içerdiği şekerin doğal olması nedeniyle de yüksek bir besin değerine sahiptir.
■ Kimyasal işlemden geçirilmemiş olan doğal organik bal da çok mükemmel bir alternatiftir.
■ Hurma şurubu ile pirinç-malt şurubu da tatlandırıcı olarak kullanılabilir.