Kanserde Belirtilere Yönelik Tedavi
Günümüzde kanser ağrılarının tümüyle kontrolünü sağlayan bir tedavi yoktur. Bu nedenle hafif ya da orta etkili ilaçlarla tedaviye başlayarak gittikçe daha etkili preparatlarla tedaviyi sürdürmeye dayanan akılcı bir program izlemek gerekir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kronik kanser ağrılarının tedavisiyle ilgili bir protokol hazırlamıştır. Tedavide amaç, ağrının yüzde 80’inden fazlasını kontrol altına alabilmektir.
Bu da dört ana grupta toplanan maddelerin aşamalı ya da birlikte kullanımını gerektirir: Narkotik olmayan ağrı kesiciler, zayıf narkotikler, güçlü narkotikler ve yardımcı tedaviler. Ağrı kesicilerin uygulanma sırası da hastanın ağrısındaki şiddetlenmeyi izlemeli ve narkotik olmayanlardan (birinci evre), zayıf narkotiklere (ikinci evre) ve güçlü narkotiklere (üçüncü evre) doğru olmalıdır. Yardımcı ilaçlar her üç evrede de ek olarak kullanılabilir. Bunlar doğrudan ağrı kesici etkisi olmayan, ama “saf” ağrı kesicilerin etkilerini güçlendiren bir özellik taşırlar.
Bu “üç evreli yaklaşım”ın temel ilkeleri şöyle sıralanabilir:
• İlaçları ağız yoluyla verme yöntemi yeğ tutulmalıdır. Yalnızca patolojik koşullarda (tıkanma, kusma vb), yani kullanıma engel olan durumlarda kas içine ve damar içine enjeksiyon gibi öbür seçeneklere başvurulmalıdır.
• Tedavi narkotik olmayan bir ağrı kesiciyle başlamalı ve en uygun doza kadar artırılmalıdır. Bu arada yardımcı ilaçlar da birlikte kullanılabilir.
• Ağrı kontrol altına alınmazsa, tedaviye hafif bir narkotik eklenir. Gerekirse yardımcı İlaçlar da kullanılabilir.
• Hafif narkotiklerin de ağrıyı kontrol altına alamadıkları durumlarda, bunların yerine güçlü bir narkotik verilmelidir. Bu tedaviyle birlikte yardımcı ilaçlar ya da narkotik olmayan ağrı kesiciler de kullanılabilir.
• İlaç dozajlar ağrının yoğunluğuna ve hastanın yanıtına göre düzenlenmeli ve ilaçlar farmakolojik özelliklerine göre kesin saatlerde verilmelidir.
• Başlangıç tedavisi bir önceki ağrı kesici tedaviye bağlıdır. Örneğin hasta narkotik olmayan ağrı kesicileri kesin saatlerde alıyorsa, tedaviye ikinci evredeki ilaçlarla başlanmalıdır. Narkotik olmayan ilaçları “gereksinime göre” düzensiz kullanıyorsa, kesin saatlerde olmak üzere önce birinci evre ilaçları uygulamalı, birlikte de yardımcı ilaçlar verilmelidir.
• Olası yan etkileri kontrol altına almak, olanak varsa önlemek gerekir.
Narkotik olmayan ağrı kesiciler – Bu sınıftaki başlıca ilaç olan asetilsalisilik asit (aspirin) özellikle kemik kökenli ağrılarda yararlıdır. Kronik kanser ağrılarındaki kullanımı, alışılmış dozların üzerindedir.
Hafif narkotikler – Bu sınıftaki başlıca ilaç kodeindir. Morfinle karşılaştrıldığında bile son derece güçlü olan kodeinin “tepe etkisi” denen olumsuz bir yönü vardır. Azami bir dozda verildiğinde ağrı kesici etkisinde bir artış değil, yalnızca yan etkilerinde artış ortaya çıkar.
Güçlü narkotikler – Morfin bu sınıftaki asıl ilaçtır. Piyasada 10-20 mg’lik flakonlar halinde satılır.
Başlangıç dozu daha önce kullanılmış ağrı kesicilere, hastanın yaşına, ağır bir karaciğer ya da böbrek yetmezliğinin olup olmamasına göre değişir.
Genellikle her dört saatte 10-15 mg uygulanır. Bu son nokta çok önemlidir. Morfinin etkisi yaklaşık dört saat sürer; ancak bu sıklıkta verildiğinde ağrının sürekli kontrol altına alınması sağlanabilir. İlacın dozajı hastanın yanıtına göre yüzde 25-50 oranında artırılabilir ya da azaltılabilir. Hastaların büyük bölümünde ağrılar dört saatte bir 30-60 mg arasında değişen dozlarla kontrol altına alınır. Gerekirse çok daha yüksek dozlar kullanılabilir. Beş yaşına kadar olan çocuklarda erişkin dozunun 1/4 ya da 1/ 3’ünden başlayarak 1/2’sine kadar dozlar uygulanabilir. Çocuklar sıklıkla erişkinler gibi yüksek dozlara gereksinim duyabilirler.