Hipnoz
Hipnoz veya ipnoz bir insanı yarı bilinçli bir durumda kendinden geçirmek (trans hali), telkine daha uygun kılmak demektir. Hipnozu bir tedavi aracı olarak (hipnoterapi) ilk kullanan Anton Mesmer olduğu için bu olaya mesmerizm, hayvansal manyetizma, odil gücü, yaratılmış uyurgezerlik (somnambulizm) adları da verilmiştir.
insanlar çok eskiden beri kişileri etkilemek, çevresini gücü altına almak için bu yöntemi kullanmışlardır. Hipnoz bir insanda doğuştan mevcut telkine yatkınlığı artırmak demektir. Öyle ki ipnoz yapılan kimse açıklıkla trans haline sokulmakta, ipnotizmayı yapanla o kişi arasında ilişki kurulmakta, uyutulmuş kişide ipnoz durumuna özgü haller görülmektedir. Mesela bazı vücut bölümleri hissizleşmekte, unutulmuş anılar canlanmaktadır. Ancak derin translı ipnotizma çek az insanda yaratılabilir.
Hipnotizmanın aslı, beynin bir bölümünün tekdüze bir şekilde uyarılması veya inhibisyen yaratılması ya da uyutulmasıdır.
Braid hipnotizmayı parlak bir ışığa devamlı bakmakla sağlanacak bir uyku hali şeklinde tarif etmiştir. Hipnoz bir tedavi aracı olarak uygulanırken, hekim hastayı hazırlamalı, onu hipnoz ile ilgili söylenti ve tiyatrolardaki gösterilerin yarattığı yersizkorkulardan kurtarmalıdır. Hipnozda; kullanılan telkin yöntemleri, hekimin kişiliğinin gücü, hastanın işbirliği ve telkine yatkınlığı önem taşımaktadır. Bütün vakalarda hastanın gittikçe daha çok gevşediği] ve bir uyku haline geçtiği ve hipnoza yatkın kişilerin, birkaç seanstan sonra uyku yani hipnoz durumuna geçtikleri görülmektedir.
Hipnoz değişik amaçlarla tıpta kullanılmaktadır. Örneğin ağrısız doğum yaptırmak, ilaçla uyutmadan bozı ameliyatları gerçekleştirmek, hipnoanalizde formel psikoterapi uygulamak ve bazı alışkanlıklardan kurtarmak amacıyla kullanılmaktadır.
Hipnotizmaya saygı uyandıran ve onu başarı ile kullanan doktorlar arasında Braid, Elliotson ve yurdumuzda da rahmetli Dr. Hüsnü Öztürk sayılabilir. Hindistan’da çalışan Esdaile adlı askeri bir yargıç hipnoz yoluyla ameliyat yapmaktaydı. Hipnozun sakıncaları güvenilir olmaması (herkes hipnotize edilemez), hipnotizmayı yapan kişiler arasında transfer denilen ve hastanın hipnotizmayı yapana aşırı bağlılığı diye nitelendirilebilen bir ilişkinin belirmesi, bazen de kişiye garip telkinlerin yapılabilmesidir. Ayrıca birçok hekimin mizacı hipnoterapi için uygun değildir. Bu nedenlerle günümüzde psikoterapi için yapılacak hipnoterapide thiopenton (penthotal) denen ilaç kullanılmaktadır. Damardan verilen bu ilaçla hastada bir gevşeme ve yarı uyku hali meydana gelmektedir.
Hipnoz, dikkatinizi odaklamanıza, sorunları tekrar düşünmenize, gevşemenize, ve faydalı önerilere cevap vermenize yardımcı olabilen bir tekniktir. Hipnozda sihir yoktur. Esas itibarıyla, konsantre olma yeterliliğinize ve terapistinize olan güveninize dayanır. Hipnoz, ağrı ve acı algınızı ve diğer hislerinizi değiştirebilir ve duygusal ve fiziksel tepkileriniz üstünde bir miktar kontrol kazanmanıza yardımcı olabilir. Hipnozun, çocukluk hatıralarını doğru bir şekilde geri getirebileceğine dair, çok az kanıt vardır.
Hipnoz, kişilerin kronik kanser ağrısını, aybaşı hali ağrılarını ve baş ağrılarını kontrol etmesine; daha rahat bir şekilde iş görmesine ve doğum yapmasına; bir ameliyata gereken ilaç miktarının azaltılmasına; ve ameliyat sonrası iyileşme zamanının kısaltılmasına yardımcı olabilir. Tahriş olmuş bağırsak sendromu ve bazı hallerde astımın semptomlarını (belirtilerini) rahatlattığı ispatlanmıştır.
Hipnoz ile, bazı insanlar, sigara, yatak ıslatma, tırnak yeme, diş gıcırdatma, fobiler, aşırı yemek yeme, ve uyku zorluğu gibi istenmeyen davranışlara dair kontrol kazanabilir. Psoriasis, ürtiker, ve siğil gibi bazı cilt problemlerine de hipnoz yoluyla yardım edilebilir.
Hipnoz ile ilgileniyorsanız, hipnoterapinin sizin için faydalı olup olamayacağına dair doktorunuz veya psikologunuzla görüşün. “Klinik ve Deneysel Hipnoz Birliği” ve “Amerikan Klinik Hipnoz Birliği”nin üyeleri, Birleşik Devletler’de bu konu üstüne uzmanlaşmak üzere yetişmiş sağlık profesyonelleridir.