Pıhtılaşmayı Önleyici İlaçlar
Pıhtı oluşmasına yol açan hastalıkların giderek daha sık sakatlığa neden olması ve bazen yaşamı tehdit etmesi bilim adamlarının pıhtılaşma bozukluklarının önüne geçecek ilaçlar geliştirmesine yol açar. Bu ilaçlar kullanılırken başlıca amaç vücuttaki fizyolojik pıhtılaşmayı önleyici mekanizmaların etkinliğini artırmak ve sonuçta lezyon bölgesinde fibrinojenden fibrin oluşmasını engellemektir. Bu ilaçların kullanılmaması gereken durumlara dikkat edilmeli, bölgesel kanamaların oluşmasından ve kanamayı durdurucu mekanizmaların aşırı ölçüde ketlenmesinden kaçınılmalıdır.
Pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar başlıca iki grupta toplanır:
• Doğrudan ve hızlı etki gösteren, ağız yoluyla alındığında etkisiz olan heparin;
• Dolaylı ve geç etki (K vitamini karşıtı etki) gösteren ve ağız yoluyla da kullanılabilen kumarin ve fenindiyon türevleri.
Pıhtılaşmayı Önleyici ilaçların etki mekanizmaları son yıllarda iyi anlaşılmış, bu ilaçların kullanım alanları genişlemiştir.
HEPARİN
İlk kullanılan ve günümüzde de yerini koruyan pıhtılaşmayı önleyici ilaç heparindir; 1916’da elde edilmiş, 1937’de tedavide kullanılmaya başlamıştır. Heparin özellikle kan damarlarının çevresinde yoğunlaşmış olan bazı hücrelerde yapılır; bu hücrelerin yaygın olarak yıkıma uğradığı anafilaktik şok gibi Özel durumlar dışında dolaşımda bulunmaz. Heparinin fizyolojik görevi, kanın akıcılığının korunmasına katkıda bulunmaktır. Tedavide ise, protrombini trombine ve fibrinojeni fibrine dönüştüren maddelerin etkisini engelleyerek pıhtılaşmayı önleyici özellik gösterir. Ağızdan alman heparin, midedeki asit salgısı tarafından parçalandığından etkili değildir; bu yüzden tedavide damardan, deri altına ve kas içine şırınga edilir.
• Damar içi uygulama: Pıhtı oluşumunun ve pıhtı tıkacına bağlı olarak gelisen tablonun (tromboembolizm) akut evresinde yeğlenmesi gereken bir ilaçtır. Damardan verilen heparin çok hızlı etki gösterir ve etkisi 4-5 saat sonra kaybolur. Bu nedenle tedavinin ilk günlerinde dozların 5 saati aşmayan aralıklarla yinelenmesi gerekir. Ortalama doz vücut ağırlığının kilogramı basma 1 mg’dir. Elde edilen yanıta ve genel duruma göre 2-3 gün sonra ilaç derialtına şırınga edilerek sürdürülebilir ya da heparin yerine ağızdan verilen pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar kullanılır.
• Derialtı uygulama: Sürekli ya da aralıklı olarak damar içi uygulamanın olanaksız olduğu akut olgularda; ilk damar içi tedaviden 24-48 saat sonra tedavinin sürdürülmesini gerektiren akut olgularda ve/ya da tromboemboli (pıhtı tıkacı) riski fazla olmayan durumlarda uygulanır.